'Fatmagül'ün Suçu Ne?' dizisini izlemiyorum ama dizi dolayısıyla bir toplumun ruhunun nasıl ortaya döküldüğünü gözlemleyebiliyorum. Evet, 'tecavüz' sahnesinden rahatsız olup konunun takipçisi olanlar var... Şikayetler çoğalmış, konu Meclis'e taşınmış, Meclis Dilekçe Komisyonu, bir alt komisyon kurarak konuyu inceleme kararı almış. Komisyon Başkanı Yahya Akman, alt komisyonun diziyi enine boyuna ele alacağını, çocuklar ve gençler üzerindeki olumsuz etkilerini tarafları dinleyerek inceleyeceğini söylemiş.

SAĞLIKSIZ RUHLAR...
Tartışmanın bu boyutuna girmiyorum. Sonuçta bu bir televizyon dizisi... İstemeyen izlemesin, kanal değiştirsin. Televizyon dizisinden daha tehlikeli olan şey, insanımızın akıl ve ruh sağlığı. Televizyonu kapatabilirsiniz ama 'sağlıksız' ruhlardan kendinizi soyutlayamazsınız. Beren Saat'e Asmalımescit'te yapılan tacizin görüntülerini izledim ayakligazete. com'da. Bir daha izledim, bir daha, bir daha... Onunla aynı mekanda oturan maganda topluluğundan biri, Beren masasından kalktığı andan itibaren en gevşek haliyle şöyle diyor; "Sabahtan beri yan yanayız, hiç faydalanamadık..." Kız dönüp gözlerine baksa ne yapacaklardı acaba? Gevrek gevrek gülmeye devam mı edeceklerdi? Ben Beren'in yerinde olsam o gece o adamı şikayet ederdim. Hatta hızımı alamaz belki iki de tokat atardım suratına. Gücüm yeter miydi? Yeterdi... Düşünebiliyor musunuz kadına bu gözle bakan, tecavüzü bile espri konusu yapabilen bu erkek zihniyetle aynı hayat içinde yaşıyoruz. Aynı yerlerde yemek yiyor, aynı otobüse biniyor, aynı yollarda yürüyoruz. Sonra da oturup bir sanal karakteri tartışıyoruz. Önce toplum içindeki bu sanal adamları tedavi etmeli...