Tarihler bilerek mi denk düşüyor, kader mi onları yanyana getiriyor; bilemiyorum.
Ürettikleri işler aynı tarihlere denk gelince de doğal olarak bir karşılaştırma başlıyor: "Cem mi, Şahan mı? Gişede rakip oldular... Bakalım kim kimi geçecek?"

UMRUNDA MI?
Sanki Şahan Gökbakar ile Cem Yılmaz birbirleri için yaşıyor.
Sanki tek amaç bu!
Oysa ikisi de son derece farklı. Karşılaştırmak anlamsız.
Biri siyahsa, diğeri beyaz.
Bu karşılaştırmalar Cem Yılmaz'ın umurunda mı?
Sanmam. O zaten üretimini insanlara sunarken, ne elde edeceğini gayet iyi biliyor.
İş yaparken, dönüp de arkasına baktığına, 'Arkamdaki bana yetişir mi?' diye bir korku yaşadığına inanmıyorum.
Aynı karşılaştırma Beren Saat ile Tuba Büyüküstün için de yapılıyor.
Evet, aynı dönemin oyuncuları olabilirler ama asla aynı rollerin oyuncusu değiller. Renkleri de farklı, stilleri de.
Düşünün bakalım; Tuba Büyüküstün 'Aşkı Memnu'da 'Bihter'i oynar mıydı?
Ya da oynayabilir miydi?
Tartışmaya, kim daha iyi diye çekiştirmeye gerek yok.
Türk sinemasının dört yapraklı yoncası olarak adlandırılan Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Fatma Girik, Filiz Akın birbirlerini ezmeden bugünlere kadar geldiyse, bugünün gençleri de birlikte yaşayabilirler. Kendi yollarında!