'Popstar' başladı. Yine yarış heyecanı, yine gerginlik, yine büyük beklentiler... Oysa katılan yarışmacılara tek bir şöy söylemek gerek: Orada olmanın tadını çıkarın, ondan ötesini düşünmeyin. Ondan ötesi yok çünkü.
Bu tarz yarışmalarda kazanan; jüri üyeleri oluyor, elenen de yarışmacılar. Hatırlayın; kim geldi o günlerden bugünlere? Yok kimse, değil mi? Dedik ya, kazanan jüri üyeleri diye... Bakın Bülent Ersoy'a... Her hafta kılığıyla, kıyafetiyle, sinirli ve gergin haliyle, kahkahalarıyla, müzik konusundaki engin bilgisiyle, fırçalarıyla nasıl da kendinden söz ettiriyor. Bu yarışmanın galibi ilk haftadan bellidir, o da Bülent Ersoy'dur. Orası onun podyumudur. Kimse boşuna heveslenmesin.
Hülya Koçyiğit'e bir şeyler oldu... Önce Turkcell reklamı, şimdi de Sırma Su... Turkcell'de senaryo gereği bir anneyi canlandırıyordu, dolayısıyla üzerinde bir 'ev hali' vardı. Ama Sırma'daki görüntüsüne ne demeli; inanılmaz!
Emre Altuğ ile Çağla Şıkel'in yerinde olmak ister miydiniz? Yalnız göründüklerinde 'Ayrılıyorlar' dedikoduları yazılıyor, birlikte görüntülendiklerinde de 'Sorunları hallettiler' deniyor. Medya, çift için bu iki haberin dışına çıkamıyor.
Bu nasıl bir kısır döngüdür Allah'ım! Peki ya böyle bir şey yoksa?
'Muhteşem Yüzyıl'a, Mimar Sinan rolüyle Gürkan Uygun dahil olmuş. Dizide Sinan'ın Mihrimah Sultan'a duyduğu büyük aşk nasıl anlatılacak bilmiyoruz ama bu konuda yazılmış çokça kitap var: 'Cariyenin Kızı Mihrimah'-Demet Altınyeleklioğlu, 'Mihrimah Sultan'-Muhterem Yüceyılmaz, 'Sinan'ın Mihrimah'ı-Gaye Yavuzcan Enveri-Metin Arıkan, 'İki Cami Arasında Aşk'-Mürvet Sarıyıldız... Emin olun senaryo biraz bu aşka eğilirse, kitap satışlarında patlama yaşanır.