Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ELVAN DEMİRKAN

Neden yalnız kalmaya ihtiyacımız var?

Kalabalık, insanları yatıştırıyor sanki...
Ya da öyle olduğunu düşünüyoruz...
Sürekli bir yerlerde olmak ve bir şeyler yapmak, tatminkâr bir yaşantı için değil de, daha dolu hissedebilmek için bir arayış gibi geliyor bana..
Kendi içimizdeki kaosu durduramadığımız için, yalnız kalmaya karşı koyuyoruz.
Hayat; yalnız yaşamak için hem çok güzel, hem de çok zor... Sosyal olmaya, paylaşmaya ihtiyacımız var.

BİRAZ HAFİFLEYELİM
Hele bazıları için, biraz kendi başına kalıp sakin ve huzurlu olabilmeyi öğrenmek söz konusu bile değil...
Depresif bir durum...
Sürekli bir fark edilme ihtiyacı...
Bu yüzden çoğumuzun hayatında anlam eksikliği var. İnsan sürekli vaktini dolduracak bir şeyler bulmaya çalıştı mı, hayata karşı perspektifini kaybediyor.
Duyarlı olabilmesi, hayatın sıradan zevklerini algılayabilmesi imkansızlaşıyor...
Gerçi teknoloji sayesinde artık 'yalnızlık' ve 'beraberlik' arasındaki fark da kaybolmaya başladı ya...
Başkaları ile birlikteyken yalnızsınız...
Yalnızken, başkaları ile kontaktasınız... İnsan; düşüncesi ve doğası itibarı ile obsesif ve idarecidir. Beyin sürekli yorum yapar, karşılaştırır, yargılar...
Ruhen tahammülsüzleşir, gerginleşir, bitkinleşiriz...
Kompülsif düşünce, bence günümüzün en büyük rahatsızlığı. Sürekli 'bağlantıda' olmaktan dolayı...
Hepimizin hafiflemeye ihtiyacı var... Carl Jung'un "Dünyayı sadece zekamızla anlamaya değil, duyularımızla da algılamaya çalışalım" dediği gibi...

***

Ben kalabalıklar içindeki yüzeysel sohbetlerden oldum olası sıkılmışımdır.
Bazen önce bir heves, bir partiye gidiyorum ama yarım saat sonra eve dönmeye hazırım!
İnsanları sevmediğimden değil; ilgimi çekmeyen, yüzeysel sohbetleri yorucu bulduğumdan...

DAHA ANLAYIŞLI OLURUZ
Ben daha rahat ortamlarda, boyut kazanmış sohbetleri seviyorum.
Hele karşımda anlayabilenler varsa...
Mesela, kendi kabuğuma çekildiğim zamanlar yakınlarım bana, "Neyin var senin, iyi misin?" diye sorar.
Yalnız kalmaya ihtiyacım var, o kadar basit! Eğer birazcık kendi başınıza kalmayı becerebilseniz, hayatta problem olarak gördüğünüz pek çok şey önemini yitirebilir.
Nitekim, araştırmalar da artık bunu gösteriyor...
Sosyalleşmekten en mutlu olanların bile, kişiliklerinin oturması ve yaratıcı düşünebilmeleri için kendileri ile yalnız kalmaya vakit ayırmaları gerekiyormuş. Eğer başkaları ile birlikte olmaktan gerçekten haz almak istiyorsak, onlardan uzakta kalarak yeterli zaman geçirmemiz gerekiyor.
Nasıl sağlıklı yemek ve egzersiz insanı dinçleştiriyorsa, sık sık yalnız kalmak da aynı şeyi yapıyormuş!
Daha anlayışlı olmayı öğreniyormuşuz.

TEK BAŞINA FİLM İZLEMEK
Bir deneyim yalnız yaşanırken daha çok akılda kalıyormus. Mesela birisi ile film seyrederken; yanınızdakinin ne düşündüğünü ya da sinemadan sonra film hakkında konuşacaklarınızı hayal etmekten, dikkatinizi tam olarak filme veremiyormuşuz...
Halbuki yalnız seyredersek, kendinizi filme tamamen verebiliyormuşuz.
Bunu okul yıllarımdan da hatırlıyorum... Bir arkadaşımla üç saat çalıştığım ders, onun hızına ayak uyduracağım diye aklımda kalmazdı; aynı şeyi tek başıma yarım saat çalışarak daha iyi anlardım.
***

Peki kendi isteğinle yalnız vakit geçirmek, nasıl değiştiriyor insanı?
Mesela ben, yağmur yağarken yalnız kaldığımda çok şey öğreniyorum...
Penceredeki yağmur damlacıkları, sırılsıklam olmuş ağaçların yaprakları, yağmur ile daha da canlanan yeşil, yağmurun kokusu, akustik sesi... Düşüncelerimin beni rahatsız etmediği, çabasızca eriyip gittiği bir tecrübe yaşatıyor bana... Hırslarımın, yargılarımın üzerimdeki etkisinin yok olduğu bir tecrübe...
Sonra...
Yağmur bitiyor, birisi arıyor veya aklıma bir şey geliyor ve günlük hayatıma geri dönüyorum. Ama başka ve yeni bir perspektifle...
O noktadan başlayıp ruh halimi o his üzerine inşa ediyorum. Hareketlerimde tüm günün kalitesini arttıracak o değişimi başlatabiliyorum.
Bunu trafikte, markette, evde, iş yerinde de devam ettirebiliyorum.
Bu, hiçbir şeye sinirlenmeyeceğim veya tepki vermeyeceğim demek değil! Sadece gerekli yerde, gerektiği şekilde tepki vermeyi öğretiyorum kendime... Tabii gerekli araları vererek... Dikkatimi dağıtmam, kendimi düşüncelerimin girdabına kaptırmam o kadar kolay ki! Bir sonraki yağmur anına kadar...
Ne demek istediğimi anlatabiliyor muyum? Hepimizin böyle anlara ihtiyacı var. Kaygıların, yorumların, yetersizliğin hayatımızı dikte etmediği anlara... Ve bu anları tekrarlayarak düşünce ve davranış esnekliği kazanmaya...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA