Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ELVAN DEMİRKAN

Sorunlarla ilişkinizi değiştirmeyi deneyin!

Son günlerde sürekli sorun yaptığınız bir durumu düşünün.
Beyninizin içinden geçen konuşmaları, fark ederek bir dinleyin.
Beynimizdeki ses sürekli yorum yapar, yargılar, saptırır, karşılaştırır...
Ya da bize oynadığı oyunlar vardır.
Mesela; henüz gerçekleşmemiş ancak olabileceğini düşündüğümüz kötü bir durumu olmuş gibi düşünmek ve acı çekmek gibi.
Ya da kontrol edemediğimiz bir durum hakkında kurduğumuz senaryolar.
Bu senaryolar yüzünden yarattığımız yersiz önyargılar, alınganlıklar...
Söylenene ya da yapılana değil, anladığımıza gösterdiğimiz tepkiler.
Halbuki çoğunlukla yanlış şeyler öngörüyoruz.
Yanlış tepkiler veriyoruz. En yakınlarımızı, hatta kendimizi bile yanlış tanıyoruz.
Buna rağmen, yanılmış olabileceğimizi düşünmek kadar bizi tehdit eden bir his var mı acaba?
Her şey 'nasıl düşündüğümüzle' başlıyor.

1.5 KİLOLUK BİR KOMPLEKS
Aynada kendinizi şöyle bir inceleyin.
Güzel yüzünüzün ardında gizli 1.5 kiloluk çok kompleks bir sistem var; beyniniz.
Beyin, 100 milyarın üstünde nörondan (sinir hücresi) oluşuyor. Her bir nöron, beyindeki diğer nöronlarla yaklaşık 10 bin bağlantı kuruyor. Bu etkileşim sayesinde bilinciniz, hafızanız oluşuyor.
Bu sistemin nasıl çalıştığı hakkında sıradan bir insan olarak belki zerre kadar bilgimiz yok ama içimizde işte.
İşin ilginci; bu nöronların bizim kim olduğumuzdan haberleri bile yok, umursamıyorlar da. Onlar robot gibi kendi işlerini yapıyor ve bir şekilde kurulan bu ağ sistemi ile arzularımız, korkularımız, önyargılarımız, kararlarımız şekilleniyor.
Beynimizin çalışma şekli bir çeşit kimyasal reaksiyondur. O yüzden düşündüğünüz şeyi hissetmeye başlarsınız.
Hissettiğiniz gibi de düşünürsünüz.

BEDENİN DE HAFIZASI VAR
İşte bu kısır döngü belki yıllarca devam ediyor. Eğer negatif düşünme alışkanlığınız varsa, yıllarca nöronların böyle bir bağ kurmasının sonucu oluşan bu şartlanma; kimliğiniz, mizacınız olmaya başlıyor. Sadece beyninizin değil, bedeninizin de hafızası var.
Bedeniniz, tavrınız; o memorize (ezberlemek) ettiğiniz hissi yansıtıyor.
O his siz oluyorsunuz.
Şimdi daha pozitif düşünmek istiyorsunuz, kendinizi daha iyi hissedebilmek için hayata bakışınızı değiştirmek istiyorsunuz ama 30-40 yıldır negatif düşünmeye o kadar alışmışsınız ki, olmuyor; size ıstırap verse bile.
Zorladınız mı stres hormonları devreye giriyor ve değişmenize izin vermiyorlar.
Yani sizlerin de tecrübe etmiş olabileceğiniz gibi; zorla pozitif olunmuyor.
Kısaca beynimizin nasıl çalıştığını kontrol edemiyoruz ama kontrol edebileceğimiz bir şey var:
Önce kendi yapınızı, mizacınızı kabul etmek. Sonra 'Problemlerimle ilişkimi nasıl değiştirebilirim?' diye düşünmek.
Biz mizacımızın daha duygusal ve karamsar yönlerini bastırıp hep pozitif olmaya çalışıyoruz. Orada hata yapıyoruz; o yüzden olmuyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA