Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN CAN YANTIR

Mönüde böcek var

Hepimiz Vedat Milor'u ağzımızın suyu aka aka izliyoruz. Onun yerinde olabilmek için kariyerini elinin tersiyle kenara itecek çok arkadaşım var benim. Etrafım, "daha körpe kuzu" bulabilmek, şarabın daha dolgununu tadabilmek için yanıp tutuşan adamlarla dolu yani.
Yazacağım satırlar, hem onları hem üstad Milor'u pek mutlu etmeyecek ama ahaliyi gelişmelerden haberdar etmek de görevimiz.
Marcel Dicke ismini duymamış olabilirsiniz. Kendisi dünyanın en önemli entomolijstlerinden (böcek bilimci) biri. Son birkaç yıldır Hollanda hükümetinin özel desteğiyle araştırmalar yapıyor. Amacı, şu anki beslenme sistemimizin, insanlığın artan protein ihtiyacını karşılayıp karşılayamayacağını bulmak.

KUZULARA ELVEDA
Bugüne kadar alınan sonuçlar, alternatif bir beslenme düzeninin bulunması gerektiğini ortaya koyuyor.
Çünkü domuz, dana, balık, koyun, kuzu gibi hayvanların sayısı sadece 20 yıl içinde, ihtiyaçları karşılayamayacak düzeye gelecek. Marcel Dicke, sofralarımızın yeni kurtarıcısını bulmuş bile: Böcekler. "Böcek falan yiyemem; o ne öyle pislik!" diyenlerdenseniz; şu anda dünya üzerinde salgın olarak dolaşan virüslerin çoğunun, afiyetle tüketilen kümes ve büyükbaş hayvanlardan geçtiğini hatırlatmak gerekiyor.
Bugüne kadar hiçbir böcek türünün öldürücü virüs taşıdığı tespit edilmemiş.
Marcel Dicke, danadan 1 kiloluk biftek elde etmek için, atmosfere salınan karbondioksit miktarının, bir otomobilin 250 kilometrelik yol boyunca saldığı miktara eşit olduğunu söylüyor. Yani işin çevreci bir yönü de var. Böceklerin, hızlı ve masrafsız çoğalmaları da başka artıları.
Araştırmayı yürüten uzmanlar, tüketicilerin önyargılarını kırmak için şu açıklamayı yapıyor: "Böcek tüketmek demek, böceği bütün halde alıp eve gidip yemek demek değil.
İnsanlar, böceklerden elde edilen parçaları, paketlenmiş hâlde satın alabilirler. Sonuçta, bir parça pirzola aldığınızda koyunun çamurlu ayaklarını aklınıza getirmiyorsunuz."
Afrika ve Uzakdoğu mutfağında sıklıkla kullanılan böcekler, verimlilik açısından da rakiplerine fark atıyormuş.
Biz, bir tavuğun yüzde 23'ünü efektif olarak tüketirken, aynı rakam çekirgede yüzde 75...
Bir balığın afiyetle yediğimiz bölümü sadece yüzde 21'i iken, örümceğin yüzde 63'ü mideye inebiliyor...
Koyunun yüzde 17'si kullanılırken, karıncada bu rakam yüzde 52'ye yükseliyor...
Marcel Dicke, Hollanda hükümeti tarafından desteklenen projesinin önümüzdeki yıllarda, beslenme alışkanlığımıza yön vereceğini söylüyor. Özellikle Akdeniz mutfağının tanınmış şeflerinin de kendisiyle ortak çalışmalar yaptığını belirtiyor. Şimdilik isimleri kendisinde saklıymış.
Vedat Milor'u özenerek izlemeye devam ediyorum, itirazım yok; ama çok yakında körpe bir kuzu yerine, marine edilmiş çekirge veya çikolata soslu karınca çıkınca karşısına, aynı iştahla yiyebilecek mi merak ediyorum doğrusu...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA