Geçen hafta, dünyada yayımlanan 20 Esquire edisyonunun yayın yönetmenlerinin katıldığı iki günlük sempozyum için New York'taydım.
İlk gün, her birinde farklı ülkelerden dört editörün hazır bulunduğu, beş panel vardı. Panellerin her birini de dünya çapında isim yapmış ünlü simalar yönetti. Dinleyiciler arasında da önemli gezeteciler ve büyük markaların yöneticileri bulunuyordu.

ÜLKELERDEN TESPİTLER
İlk panelin konusu, 'Dünyada Popüler Yaşam'dı ve panelin moderatörlüğünü, aralarında 'Survivor' ve 'The Voice'un da bulunduğu birçok önemli televizyon konseptinin yaratıcısı olan Mark Burnett yaptı.
Editörler, kendi ülkelerindeki sosyal yaşama ilişkin çok önemli bilgiler paylaştı. Mesela Rusya, dünyada yeniden süper güç olmaya başlamalarına rağmen; özellikle yeni nesil gençlerin Putin'in varlığından fevkalade sıkıldığını söyledi.
Hatta geçen ay içinde, ne kadar iyi bir pilot olduğunu göstermek için bir yangın söndürme uçağıyla deneme uçusu yapan Putin'in bir kazaya sebebiyet vermemesi için köylerin boşaltıldığını anlattı.
Bu anekdotun arkasından söz alan Yunan editör, ekonomik krizin ilk olarak ülkedeki sosyal yaşamı vurduğunu; temel ihtiyaçlar dışında kalan her harcamanın artık lüks olarak görüldüğünü söyledi. Ama hem katılımcıları hem de izleyicileri güldüren tespit Çin'den geldi. Mark Burnett, panelin sonlarına doğru Çinli meslektaşıma dönüp şu soruyu sordu: "Amerikan yaşamı, sizi gerçekte nasıl etkiliyor? Yaşadığınız dönüşümde bir payı olduğunu düşünüyor musunuz?"
Çinli editör kısa bir süre düşündü ve tercümanına dönerek, cevabını vermeye başladı.
O sırada salondaki herkes, ne diyeceğini çok merak ediyordu. Bir dakika sonra tercüman mikrofonu aldı ve şöyle dedi: "Sizin ne kadar büyük bir ülke olduğunuzu biliyoruz. Kendinizi yıllardır dünya ekonomisinin ve politikasının merkezine konumlandırmanızı da anlıyoruz. Ama üzülerek söylemek durumundayım ki, sizin ne yaptığınız artık bizi çok fazla ilgilendirmiyor. Buna isterseniz ukalalık, isterseniz özgüven deyin ama gerçek bu."
Salonda bir kahkaha koptu. Bir ülkenin Amerika'yı umursamaz tavrı ve bunu açıkça ifade etmesi, çoğu Amerikalı olan dinleyicilerin de hoşuna gitmişti anlaşılan. "Oraya gittin de ne anlattın?" diye sorarsanız; Ralph Lauren'in oğlu David Lauren'in yönettiği panelde, dünyadaki erkek trendleri üzerine konuştuk.
Özet şudur; Avrupa'nın çoğu ülkesinde, ekonomik kriz, trendleri etkilemiş durumda. Ve ondan daha önemlisi, herkes Türkiye'ye çok büyük saygı duyuyor…