Turizm sezonu açıldığında ekranlarda ülkelerin, şehirlerin tanıtım filmleri dönmeye başlar. Öyle başarılı işlerdir ki onlar; hani oturduğunuz yerden ışınlanasınız gelir. İstanbul için, bol görsel animasyonlu, fetih soslu birkaç örneği saymazsak, elimizde doğru düzgün bir tanıtım filmimiz yok.
Vatan Şaşmaz'lı bir metrobüs filmi vardı ama onun da uluslararası arenada pek bir etki yaratacağını zannetmiyorum... 'Ekümenopolis' filmi deseniz, o zaten şehirde hasır altı edilmiş tüm sorunları gün yüzüne çıkarıyor.
Onu göstermek misafire ayıp olur...

HAZIR MALZEME VAR
Bundan sonra, İstanbul için bir tanıtım filmi çekeceksek, içinde mutlaka şu iki kırmızı-beyaz olmalı:
Liverpool ve Olympiakos.
Birincisi; 2005 yılında İstanbul'da oynanan Şampiyonlar Ligi Finali'ni, Milan'a karşı 3-0 geriden gelerek kazanmıştı. Bugün hangi Liverpool taraftarına sorsanız, İstanbul'un kalplerinde ayrı bir yeri olduğunu söyler.
Pazar akşamı oynanan Euroleague Final Four finalinde de yine bir spor mucizesi gerçekleşti.
Sezon başında küçülmeye giden ve yüksek bütçeli oyuncularla yollarını ayıran Olympiakos, tüm tahminleri boşa çıkarıp finalde, belki de Avrupa basketbol tarihinin en iyi kadrolarından birine sahip olan CSKA Moskova'yı yendi; üstelik 19 sayı geriden gelerek.
Şimdi İstanbul'un Olympiakos taraftarı için de destansı bir anlamı var.
İstanbul çok uzun yıllar, bu iki mucizeyle hatırlanmaya devam edecek.
Spor; tanıtımın en kolay ve en zahmetsiz yapıldığı mecra. Elimizde bu iki geceye ait nefis görüntüler de mevcut. Önerim; bundan sonraki ilk tanıtım filminde Liverpool ve Olympiakos zaferlerinin de kullanılması.
Hem ikisinin de rengi kırmızıbeyaz; sipariş versek bu kadar denk düşmez...