Türkiye son iki senedir muhteşem bir tenis organizasyonuna ev sahipliği yapıyor. Ama organizasyon ne kadar görkemli olursa olsun, kapanış töreninde siyasilere gösterilen tepkiler gündemi bir anda değiştiriyor.
Julia Gillard, Avustralya'nın görevdeki başbakanı. Yapılan anketler, ülkesinin son 30 yılındaki en sevilen politikacılardan biri olduğunu gösteriyor. Gillard bu seneki Avustralya Açık Tenis Turnuvası'nda tribünlerdeydi. Kameralar onu stattaki dev ekrana yansıtınca, seyircilerden bir bölümü ıslık çalmaya başladı. Gillard bunların hepsine gülerek karşılık verdi ve maçı izlemeye devam etti.

BİZDE DURUM NE?
Gelelim pazar gününe... Serena Williams- Maria Sharapova maçı sonrasında ödül vermek için sahaya inen bakanlar, ciddi şekilde ıslıklandı. Şimdi bu resmin anlattığı iki şey var. Birincisi; dünyada politikacılar özellikle spor karşılaşmalarında bulunmamaya özen gösteriyor çünkü tribün psikolojisiyle ufak bir tepki, bir anda büyüyebiliyor. Küçük ve kapalı alandaki o psikolojinin mağduru olmak yerine, oralardan uzak duruyorlar.
İkincisi; özellikle siyasilerimizin dile getirdiği, dünyaya rezil olma durumu. Ben ödül törenini yabancı televizyonlardan takip ettim. Hiçbirisi de 'Seyirciler politikacılara tepkilerini ortaya koyuyor'dan bir adım ileri giden bir yorum yapmadı. Hele rezil olduğumuzu da hiç kimse düşünmedi...
Bu olaydan illa bir sonuç çıkaracaksak, bu; her ödülü siyasilerin takdim etmesi alışkanlığımızı gözden geçirmek olmalı. Misal ne olurdu, şampiyonluk ödülünü engelli bir tenisçimiz takdim etseydi...
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç'ın dinamizminin ülkenin geleceği için önemli olduğunu düşünenlerdenim. Hatta bu köşede, birçok kez projelerini destekleyen yazılar yazdım. Ama dün Twitter hesabında paylaştığı "Bir grup, finali sabote etti. Olimpiyat adayı kentin imajını mahvetti" düşüncelerine kesinlikle katılmıyorum. Sayın bakanım, merak etmeyin; bir ülkenin imajı, o ülkede vatandaşın yöneticilere verdiği tepkilerle ölçülmüyor.
Öyle olsaydı bugün İsveç'te, Danimarka'da, İngiltere'de... Medeni dediğimiz ülkelerin hiçbirinde 'imaj'dan bahsedemezdik...