Demet Akalın'ın bu zamana kadar yaşadığı tüm ilişkileri nasıl suni, nasıl zorlamaydı.
Bütün o aşk ilanları, dövmeler, 'sonunda adamın hasını buldum' açıklamaları, tantanalı kavgalar sonra şaşalı barışmalar vs... Hepsi şovun birer parçası gibiydi.
Ardı ardına eklediği ilişkilerindeki bütün adamlar, bir öncekinin pabucunu dama attıracak kadar da 'errrkekti' Demet'e göre...
Tüm ilişki süreçlerinde bir abartı, bir zorlama gırla gidiyordu.

SENTETİK BİR AŞK DEĞİL
Ama dün İzzet Çapa'yla yaptığı röportajı okuyunca, bu kez durumun farklı olduğunu anladık.
İlk kez kendisine sempatik duygular hissettim doğrusu.
Bu kez gerçek bir ilişki yaşıyor belli.
Ve bu sentetik olmayan aşk, kendisini çok değiştirmiş gibi...
Huzuru bulmuş insanların üzerini örten o yumuşacık ipekli örtü Demet'e pek yakışmış, gıcır gıcır plastik görüntüsüne bir doğallık katmış.
O her röportajında; 'asarım, keserim, söverim, döverim, olmadı, gelir yüzüne tükürür, tekmelerim' diyen kadın gitmiş, yerine sakin, sevimli, şeker bir şey gelmiş.
Demek ki neymiş; kalıplı adam, kadına, kalıbını değiştirtirmiş!

ÇOCUĞA SIRTINI DAYAYANLAR
Bu zamana kadar hiç ilgi alakamın olmadığı bu isme bir anda sempati duymama neden olan şey; belki de o röportajında söylediği bazı sözler...
Annesi evlenmesini istemiyormuş mesela.
Neden? Paralar gidecek diye!
Kocasının aşkına kapılıp da, elini eteğini sahnelerden çekerse diye tedirginmiş...
Ben de bunu samimiyetle açıklayan Akalın'a bir anda pek üzüldüm galiba.
Annesi 'evladım mutlu olsun, huzuru bulsun' demiyor da, yarış atı gibi o sahneden bu sahneye koşsun, 'kardeşiyle bana para getirsin' diye düşünüyor demek ki.
Sadece söz konusu anne değil, ünlüler dünyasında çocuğunun şöhretine sırtını dayayan daha çok anne, baba, abla, abi, yenge, yeğen var.

ÇOK YAKIŞIKLI AMA MUTSUZ
Hatta bir tanesi var ki; bakın mesela onun da yıllardır haline pek üzülürüm.
Dalyan gibi adamdı, sorsan hâlâ Türkiye'nin en yakışıklı adamları arasında ama işte dalında kurudu kuruyacak bir halde.
Paralar dışarıya gitmesin diye beraber olduğu bütün kadınlara vetoyu basan ailesi yüzünden, bir türlü sağlıklı bir ilişki kuramadı, evlenemedi, çoluk çocuk sahibi olamadı.
Tabii ki bu dünyada herkes evlenip üremek zorunda değil ama bu adamcağız bir de, her fırsatta, yuva kurma hayallerini anlatır durur.
Fakat gel gör ki; para basan kaynağın başına oturmuş aile üyeleri, bir türlü kimseyi beğenemedi.
Çok acıklı...

KİMYASINA UYGUN ADAM
Neyse aile meselesi bunlar, karışmayalım, bize ne ama yine de dayanamadım, mevzuya kıyısından dokunayım istedim.
Kızıyorum çünkü bu tür insanlara.
Efendim Demet Akalın meselesine dönersek; bir kadının hayatına 'kimyasına uygun adam' girince, nelere kadir olduğunu bir kez daha anlamış olduk.
Bu kez öyle dövmeli, şovlu, falanlı, filanlı değil de gerçek bir evlilik olur umarım.
Allah mutlu etsin!
Aranızda aynısından isteyen varsa, onlara da versin!