Bu ülkenin değil, dünyanın en özel koylarından biri belki Çeşme-Aya Yorgi koyu.
Her zaman rüzgarsız, dalgasız, tertemiz ve tabanı sadece beyaz kum. Koy bu kadar güzel olunca, insanların hücumuna uğraması da kaçınılmazdı ve olanlar oldu.
Koy, sıra sıra işletmelerle doldu.
Allah'tan hepsi de ehil ellerin elindeki mekanlardı da, o güzellik çapulcuya teslim edilmedi.
Her yaz yaklaşık üç ay, onbinlerce insanı ağırlıyor bu kulüpler. Gece ve gündüz.
O onbinler para harcarken de, aşağı yukarı 600-700 kişi, o insanlar sayesinde ekmek yiyor.

"GİDİN BURASI BİZİM"
İşte bu işletmeler arasında kalan bir tane ev var.
Daha doğrusu malikane diyelim biz ona.
Tam ortada duruyor.
Bu kadar şahane bir koyda, böyle güzel bir arazi ve ev sahibi olmak büyük şans tabii.
Ama o şans sadece yılın dokuz-dokuz buçuk ayı için geçerli...
Dediğim gibi diğer iki buçuk- üç ay boyunca; gece gündüz, işletmelerin müzik sesleri birbirine karışıyor, koy yüksek desibelle inim inim inliyor.
Ama yapacak bir şey yok! Olan olmuş artık ve koyun orta yerinde kalan bu ev, kulüplerin komşusu olmuş.
Fakat o evde yaşayanlar yıllardır bu durumla mücadele ediyorlar.
Bütün sene eşek gibi çalışıp sadece şu yaz günlerini bekleyen onca insana "Çekin gidin, burası bizim" demek istiyorlar.
Ya da "Gelecekseniz de edebinizle oturun, çıtınızı çıkarmayın" diyorlar.
Peki! Senatoryum çünkü burası ya da kütüphane!
Ev sahipleri; tek hakimleri olduklarını sandıkları koydan biz maraba takımını kovmak için giriştikleri savaşı bu yaz iyice abarttı.
Milyarlarca lira verip evlerine şu gördüğünüz ses sistemini kurdular ve bütün koya diğer kulüplerin sesini bastıracak abuk sabuk müzik yayını yapıyorlar.
Aman ne komik, ne de büyük iş!

YAKIŞMIYOR HİÇ!
Geçen hafta Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım Aya Yorgi'nin en favori kulübü Marrakesh'i ziyarete geldi. Tatilcilerle sohbet etti, kulübün arkasındaki kum sahada voleybol maçı yapanları izledi vs...
Ve işte tam bu sırada komşunun yaptığı eziyete şahit oldu.
Hemen ev sahiplerini bizzat arayıp bu ayıba bir son vermelerini istedi.
Komşunun kiralık müzik sisteminden koya yayılan abuk müzik yayını; pazarlık sonucu, 'geçici' olarak durdu. Şimdi bunun adı şımarıklık değil de nedir?
Sen orada bir-iki kişi kafanı dinleyeceksin diye; onbinlerce insanın tatilinin içine edeceksin, 600'den fazla kişinin ekmeğiyle oynayacaksın öyle mi?
Ayıp...
Yapılan tek kelimeyle; büyük 'ayıp'!
Evet rahatsız olmakta sonuna kadar haklısınız ama bu işin çaresi yok!
Dediğim gibi olan olmuş artık.
Yakışmıyor bu yaptığınız...