Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

Tatil yerine işkence

Türkiye üç gündür evine dönmek istiyor ama dönemiyor.
Neden?
Çünkü bu ülke insanları, söz konusu tatil olunca hep birlikte hareket etmeye bayılıyor. İlla ki dip dibe, omuz omuza güneşlenmeyi, yemek yerken neredeyse yan masayla kucak kucağa oturmayı seviyor.
Bütün sene kalabalık şehirlerin kaosu yetmiyor; tatilde de aynı işkenceyi çekmek istiyor.

TATİL ARBEDESİ!
Hayatım boyunca bayram tatili yapmadım.
Bayramlar benim evime sığındığım, şehrin sessizliğinin tadını çıkardığım günler oldu hep.
Bu yüzden geçen hafta yaşadığımız arbedeye, hiçbir zaman anlam veremedim, veremeyeceğim. Çeşme ve Alaçatı'da yaşayanlar olarak bayramdan bir-iki gün önce başımıza gelecekleri bildiğimizden, hepimizde bir tedirginlik vardı doğrusu.
Herkes birbirine "Hazır mısınız, geliyorlar!" diyordu.
Bu adeta bir 'Winter is coming' korkusuydu. Şaka değil; gerçekten herkes kendi çapında önlemini aldı.
O günlerde markete bile gidilmez deyip evine yiyecekiçecek stoklayanlar bile vardı.
Bu sene, şu otel ve restoran işimiz olmasa, ben de dört gün boyunca evden burnumu çıkarmayanlardan olacaktım ama Kedili Ev beni bu kez o kalabalığın içine girmeye mahkum etti.
Ve sonra geldiler...
Otellere, restoranlara, plajlara üst üste yığıldılar.
Bayram nedeniyle fiyatlarını üç katına çıkaran bazı vicdansız işletmelerin elinde oyuncak oldular.
100 kişilik restorana 150 sandalye tıkıştıran restoranlarda, bir tabak salataya 100 lira ödediler.
Hele Alaçatı'da her şey lüzumsuz pahalıyken, özellikle bazı restoran sahipleri iyice delirdi.
Bayram için çoluğu çocuğu kapıp gelenlere, yolunacak kaz muamelesi yaptılar.
Ve o insanlar plajlarda et ete güneşlendi, denizde birbirlerinin idrarında yüzdüler.
"Ay çok ayıp; ben denize öyle şeyler yapmam!" diyenler de buna mecburdu çünkü binlerce kişiye tek bir tuvaletle hizmet veren plaj işletmelerinde neredeyse elini yıkayacak su bulabilmek bile zordu.
Fazla yüklenmeden trafolar patladı. Dört gün boyunca elektrikler bir gitti, bir geldi; herkes perişan oldu.

ERKEN AYRILDILAR
Bu kepazelikler karşısında bazılarının aklı erkenden başına gelmiş olmalı ki, duyduğumuza göre kaldıkları otelleri parasını ödedikleri halde erken terk edenler olmuş.
Bir daha böyle bir hata yapmazlar diyemeyeceğim çünkü özellikle dönüş çilesini bile bile; insanlar sürü halinde tatile çıkmayı inatla ve kararlılıkla seviyor ve istiyor.
Yapmayın, etmeyin; paranızla kendinizi rezil etmeyin.
Deniz, güneş istiyorsanız, bu coğrafya size altı ay kucak açmaya hazırken, çoluğu çocuğu perişan etmeyin.
Ah bir bilseniz, ilkbaharın ve hele de Eylül-Ekim güneşinin kadrini kıymetini bir bilebilseniz.
Buralara en çok o zamanlarda gelirsiniz. Ama yok, inatla söz dinlemiyorsunuz.
Neyse... Haydi bakalım, hepimize geçmiş olsun.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA