Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

'Hayat'a dalınca...

Son zamanlarda bir alışkanlığım var; akşam geç saatlerde, eve yorgun argın, kalabalıklardan sıkılmış, bunalmış ve bazı insanların kabalıklarından, görgüsüzlüklerinden, izansızlıklarından yılmış olarak döndüğümde kendimi 60'lı yıllara ışınlıyorum.
Evde biriktirmeye çalıştığım ve o dönem için 200 bin gibi oldukça önemli sayılacak satış rakamlarına ulaşan 'Hayat' dergilerinden herhangi birinin sayfalarını açıyorum.

ZARİF SAYFALAR...
Kalite, zarafet, görgü, kültür...
Bunlar dağılıyor hemen sayfalardan.
Ne güzel yıllarmış ve o dönemleri yaşayanlar ne kadar şanslıymış...
Bir şimdiki magazin haberlerine bak, bir de o zamankilere...
Sayfalarca tiyatro haberi, radyo ve opera sanatçılarıyla röportajlar... Sorular sadece sanat üzerine.
Özel hayata da giriliyor gerçi arada ama çok ölçülü, çok nazik soru ve cevaplarla.
İlanlar bile nasıl naif, nasıl kibar; 'Alınız, yapınız, deneyiniz...' Örneğin bir koca, elinde bir paket Piyale makarnasıyla gelirse, 'muhtemelen olacaklar' ilanda şöyle ifade edilmiş: 'İyi karşılanırsınız'...
Sadece bu kadar! Şimdiki bazı mücevher ve otomobil reklamlarındaki ucuz imalar yok yani...

BENİ IŞINLAYIN
1962-63 yılının sonbaharkış modasından örnekleri görseniz mesela... İnsan o giysilerin içinde Kraliçe Süreyya olur, Grace Kelly olur, Jacklyn Kennedy olur. Öyle zarif, öyle kadınsı çizgiler...
Poster olarak orta sayfada Van Gogh'un bir tablosu...
O zamanlar o tablolar çerçeveletilir; evlerin, işyerlerinin duvarlarına asılırmış.
Dünyanın en çabuk kabuk ve saf değiştiren milleti biziz herhalde.
Bir o zamanların memleketine, insanlarına bak, bir de şimdinin...

Ben hemen eskiye ışınlanabilir miyim?

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA