Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

Kayınpeder hiç gecikmedi

"Cem Yılmaz'ın kayınpederi durur mu, hemen yapıştırmış cevabı' konulu haberler ne zaman başlar acaba?" diyordum ki, hiç gecikmedi.
Kızı Ahu Yağtu'nun kocası Cem Yılmaz'dan boşandığını duyan kayınpeder, gözünü yumup ağzını açmakta hiç zaman kaybetmedi. 'Ben zaten söylemiştim, bu iş olmaz' demeye ilk günden başladı. 'Belki de siz daha yolun başında gereksiz konuşmalar yaptığınız için bu iş olmamıştır' demek lazım kendisine.

iŞi bozuyorlar!
Yaşanan kepazeliği hatırlıyorsunuzdur eminim; unutulacak gibi değildi.
Bir baba, bir babaya yakışmayacak gevşeklikte sözler sarf edip yeni evlilerin tadını daha ilk günden kaçırmamalı.
Ama Türkiye'de daha flört aşamasında bile anne-babalar çocuklarının ilişkilerine öyle bir burun uzatıyor ki, olacak işi bozabiliyorlar.
Sadece ünlüler dünyasında bile annesi istemediği için, babasının gözü tutmadığı için, dayısının kanı almadığı, eniştesinin elektriği tutmadığı için başlamadan biten ya da erken sonlanan kaç evlilik duyduk, şöyle bir düşünün.
Aileler çocuklarını, tapulu malları gibi görüyorlar çünkü. Üzerlerinde, ölene kadar güçlü bir baskı uygulamayı kendilerinde hak görüyorlar.
Bu konu her açıldığında Lübnan asıllı şair ve filozof Halil Cibran'ı anmamak mümkün olmuyor tabii: 'Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil Onlar kendi yolunu izleyen hayatın oğulları ve kızları Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil Çünkü ruhlar yarındadır Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları kendiniz gibi olmaya zorlamayın.' Aslında kız babaları istisna...
Asıl erkek evlat sahibi anneler, oğullarını hayat boyu kucaklarından indirmeyecekleri oyuncak bebekleri zannediyorlar.
Aralarındaki göbek bağını bir türlü koparmak istemiyorlar.
Oğullarının başka bir kadınla hayat kurmasını izlemek; onlara gizliden gizliye acı veriyor.

KEŞKE KARIŞMASALAR
Bir arkadaşımın kocası bel fıtığı ameliyatı olmuştu. Annesi, "Kimse oğluma benden iyi bakamaz" deyip hastanede refakatçı olarak karısının kalmasına izin vermemiş, oğlu hastaneden çıkana kadar neredeyse hasta odasına kimseyi sokmamıştı. Buna izin veren oğlu da 40'ına yaklaşmış koca adamdı bu arada.
Bu bir türlü koparılmayan bağlar, bir türlü beğenilmeyen gelinler, damatlar; en çok kendi çocuklarına zarar veriyor ama gel de bunu o anne-babalara anlat.
18 yaşından sonra kapının önüne koymayın; gözünüz, kolunuz, kanadınız hep üzerlerinde olsun tabii ama keşke kazık kadar olmuş evlatlarınızın özel hayatlarına bu kadar burnunuzu sokmasanız.
Kaş yapayım derken göz çıkarmasanız, evlatlarınızı koruyacağım derken mutsuz bir hayata mahkum etmeseniz...
Keşke...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA