Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

Koca bir nanik...

Bir zamanlar kansere yakalanmış birinin haberini verirken insanlar kısık ses kullanırlardı. Yüzlerde de, az sonra cenaze namazı kılınacakmış gibi umutsuz bir ifade...
Artık o devir geçti... Şimdi de bu hastalıktan neşe içinde söz etmiyoruz tabii ama seslerdeki o umutsuzluk ifadesi büyük ölçüde rafa kalktı. Bunu da, kim ne derse desin kadınlar başardı. Önce onlar bu duruma itiraz etti.
Tıraşlanmış başlarını saklamayarak, tedavilerini sadece birkaç yakın kişi dışında içinde bulundukları toplumdan saklamayarak... Fakat özellikle anne olan kadınlarda bu hastalığı matemsiz ve moralli geçirme süreci durumu çocuklarıyla paylaştıktan sonra oluyor sanırım.

HAKKINI VEREREK YAŞA
Senem'de de böyle olmuş. "Önce, saçlarımın döküldüğünü görmesinler diye daha tedavi başlamadan gidip kendime bir peruk aldım" diyor. Ama sonra bu saklama olayı kafasına yatmıyor ve alıyor onları karşısına, her şeyi açık açık anlatıyor ve çok rahatlıyor.
Çocuklar zaman zaman hepimizi şaşırtan küçük bilgelere dönüşebiliyorlar çünkü. Bizim gösteremediğimiz olgunluğu yeri geliyor onlar gösteriyor. İsyan ve pes etmenin değil, mücadele ve tevekkülün her türlü melaneti atlatmakta şart olduğunu hatırlatıp son sözü Senem'e bırakalım: "Şimdi moralim çok iyi. Çünkü bunların bir sınav olduğunu ve çevremdeki herkesin benimle birlikte bununla ilgili kendine ders çıkardığını görüyorum. Bazı arkadaşlarım sigarayı bıraktı, bazıları onlara iyi gelmeyen insanları... 'Hayat bildiği gibi gelsin' demeli. Ve ne yaşayacaksak hakkını vererek yaşamalı..."

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA