Son zamanlarda giderek gençleşip güzelleşen bir arkadaşıma dayanamadım, sordum: "Doktorun kim ve şu porselene dönen cildine ne yaptırıyorsun?" Çok büyük yemin etti, hiçbir müdahale yaptırmamış.
Sadece üç yıldır uyguladığı cilt bakımını anlattı.
Ben de şimdi size veriyorum o çok kıymetli bilgiyi:
Bepanthol'den (yara merhemi olan Bepanthen değil, nemlendirme amaçlı el-yüz kremi olan) avucunuza küçük bir miktar alıp üzerine 10 damla üzüm çekirdeği yağı damlatıyorsunuz.
Nemlendirici niyetine, yüzünüze her gün bunu sürüyorsunuz.

YÜZE HEMOROİD KREMİ!
Ayrıca cildinize haftada bir gece mavi anemon yağı sürün. Kafanıza ve bütçenize yatan bir marka seçersiniz artık.
Bu mavi anemon muhabbeti yıllardır var ve açıkçası hiçbir işe yaramayan bir pazarlama harikası olduğunu düşünürdüm.
Dudak ve göz kenarlarına da az miktarda yanık ve hemoroid kremi... (Güzellik uğruna başka yere sürülecek kremi yüzümüze sürecek kadar deliren insanlarız, bizden fazla bir şey beklemeyin.
Bu arada bu yüze hemoroid kremi sürme konusunu da yine yıllar önce Ebru Akel gündeme getirmişti ve ben yine şehir efsanesi gözüyle bakmıştım. Gerçi hâlâ da işe yaradığından pek emin değilim.) Evet, cildindeki pırıltı gözle görülür biçimde artan arkadaşımın tavsiyeleri bu kadar.
Fakat işin içinde eczaneden alınacak ürünler olunca, dedim ki bir de uzmana danışayım. Ki genelde bu kadar şuurlu hareketler yapan biri değilimdir. Komşu tavsiyesi üzerine eczaneden ilaç almaya koşan tayfadanım.
Fakat bu tavsiyeyi sizinle paylaşmaya karar verince, okurlarımı yakmayayım dedim ve estetik cerrahı arkadaşım Prof.
Dr. Cüneyt Özek'i aradım.
Bilimsel olarak eline kanıt geçmeden hiçbir yönteme ve ürüne itibar etmeyen sevgili Cüneyt, kendisinden beklediğim gibi lafa beni paylayarak başladı: "Saçmalama, ben anlamam üzüm yağı, çiçek özütü! Hemoroid kremi de yüze değil başka yere sürülür! Kadınlar, nereden çıkarıyorsunuz bu safsataları?"

SADECE RETIN-A ETKİLİ
Ben hemen bilmiş bilmiş itiraz edecek oldum: "Ama niye öyle diyorsun, yanık kremi denilen şey sonuçta hücre yenileyici değil mi?"
Lafı ağzıma tıktı, sağdan soldan duyduklarımı ne zaman kendisine anlatsam her zaman yaptığı gibi beni bir güzel azarladı.
Şöyle deyip telefonu kapattı: "Öyle saçma sapan ürünleri alıp, yüzüne sürüp başına iş açarsan sonra bana gelip 'Haydi beni düzelt' deme. Sadece Retin-A içeren kremlerin gençleştirici etkisi kanıtlanmıştır. 'Fiyatı en pahalı ürün, en işe yarayan üründür' diye düşünme.
Nereden alırsan al, içeriğini oku. İçinde bu madde varsa al, yoksa kendini kandırma."
İnternetten şöyle bir baktım; eczanelerde satılan Retin-A'lı birçok krem var.
Onlardan birini kesin alıyorum ama safsata mafsata, yukarıda saydığım ne var ne yoksa, onları da denemek üzere eczaneye koşuyorum. Bahar geldi, yaz kapıda; bakıma girmek lazım.
Sonuçları birkaç ay sonra aktarırım.