İkisi de meşe ağacı kıvamında yanık Türkbükü güzelleri. Biri Süreyya (Yalçın), öbürü Eda (Taşpınar). Geçen yaz "Süreyya! Süreyya!" dedik, başka bir şey demedik. Bu yaz Süreyya gidince, Eda'ya çark ettik. Ama Eda'nın çeşit çeşit bikinileri ve yanık teni arayı kapatmaya yetti mi? Yetmedi. Peki acaba niçün? Niçün? İşte maddeler...
* Süreyya, Türkbükü'nün assolistiydi, Eda top modeli. Siz bakmayın bazılarının başına gelenlere, assolistler her zaman daha eğlenceli.
MALZEME VERİRDİ
* Süreyya'nın fotoğraflarına baktın mı danteli fistosu, pulu payeti vardı. Eda'nın şapkası ve güneşlenirken tepesinde dikilen Nurettin Hasman'ı. Günün sonunda dantel, fisto göz oyalar, şapkamayokini bak bak nereye kadar?
* Hadise haber çeşitliliğine gelince; Süreyya, Eda'ya yine beş basardı! Bekarlığa vedasından, düğününe, giydiği tüylü tüylü gece kıyafetlerine, babasının hediyelerine, banka hesabına, çıtır kocasına kadar magazin medyasına her gün başka malzeme verirdi. Kıymeti bilinmedi. Şimdi kala kala Eda'nın yüzü koyun şezlonga yatmış hali kaldı. Plajda defile yapıyor, o ayrııı. Ama Süreyya'dan sonra bizi keser mi? Kesmeeeezzzz!
* Ayyy bir de minik Isabella'mız vardı. O kim mi? Teessüf ederim. Süreyya'nın köpeği tabii. Annesinin kucağından inmez, fotoğraflara ayrı bir hava katardı. Geçen yaz haftalarca Isabella'nın tokası kaç bin dolar tartışması yapılmış; sonunda Türkbükü'ndeki bir tezgahtan 3 YTL'ye alındığı ortaya çıkmıştı. Olsundu, oyalandık mı oyalandık. Zenginin malı, züğürdün çenesini yordu mu yordu!
YANIP DURSUN
* Ama Süreyya'nın bir farkı oldu. O sanki bizdendi. Hiç gocunmadı, çekinmedi teknesine falcıyı getirtiverdi. Daha Eda yansın dursun.
* Eda sabit, Süreyya mobildi. Süreyya Bodrum'da bir gününü şöyle özetlemişti; "Sabah kalkıyoruz, kahvaltı ediyoruz, gazetelerimizi okuyoruz, arkadaşlarımız geliyor, yüzüyoruz, öğle yemeği yiyoruz, jet-ski, su kayağı yapıyoruz, güneşleniyoruz, sonra ortalık hareketleniyor dans ediyoruz." Eda'ya gelince şu cevabı verirdi herhalde "Güneşleniyorum, bikinimi değiştiriyorum, güneşleniyorum, bikinimi değiştiriyorum, güneşleniyorum..." Bu gözler seni özler Süreyya! Bütün yaz kurak geçti, sensiz magazin neymiş tattık, bildik, boynumuzu büktük Süreyya. Yuvana dön!
