Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AYŞE ÖZYILMAZEL

Sakın bana zaman verme bebeğim

Bizim gibi kadınlara yapılmayacak şeyler var. Misal; saçına, makyajına karışmayacaksın, kız arkadaşlarına kötü davranmayacaksın, arkadan dolaplar çevirip enselenmeyeceksin falan da filan. Ama bugünün en yapılmayacak maddesi başka; bizim gibi kadınlara 'zaman vermeyeceksin' arkadaş. Kadına zaman veren adam, aslında kendisine zarar verir arkadaş.

ÇİFTE KUMRULAR GİBİ...
Hadi önce 'bizim gibi kadınlar' kim onu çiziktireyim. Malum işte; şehirli, para kazanan, yediği tokatlardan 'dublecin' kesilmiş, karşı cinsin çektiği numaralara karşı tahammül seviyesi oldukça düşmüş, ne istediğini bilen kadınlar. 'Bizim gibi kadınlar' hadisesini hallettiysek, gelelim şu 'zaman verme' meselesine. Aynen hikayeyi aktarıyorum. Benim kızlardan Burcu bir senedir ufak ufak flörtleştiği arkadaşı Gökhan'la son iki haftadır aşk yaşamaya başladı. Şimdi bu 'aşk yaşamak' kulağa çok magazinsel geliyor ama değil. Gözlerimle gördüm, ortalık aşktan yıkılıyordu. Her şapşal aşık çift gibi gelecek planları yapıyorlar, çifte kumrular gibi takılıyorlardı. Neyse, geçen gün Burcu'ya yakın bir kız arkadaşı uğruyor. Konuşurlarken konu tabii ki "Eee hayatında biri var mı?"lara geliyor. Burcu gülümsüyor... Arkadaşı Mecnun'un adını işini falan soruyor, Burcu da büyük keyifle cevap veriyor.

İNKAR, SİNİR VE SUÇLAMA
Arkadaşına bir haller oluyor; "Iııı...Burcu, sevgilinin fotoğrafı var mı?" Ya olmaz mı? Tabii ki var! Geçen hafta güneşe dayanamamış, öğlen işi kırıp, Kanlıca'da balık yemeğe gitmişlerdi. O zaman çekmişti Gökhan'ın fotoğrafını. Hemen arkadaşına gösteriyor Burcu. Arkadaşı bembeyaz kesiliyor; "Burcu bir otursana." Uzatmadan konuyu toparlayayım. Burcunun kız arkadaşı Gökhan'ı tanıyor çünkü Gökhan, Burcu'yla eş zamanlı olarak Burcu'nun arkadaşının arkadaşı Pınar'la da görüşüyor. İyi mi? Üstelik Gökhan kardeşimiz Pınar'la Burcu'yla ilişkileri başlamadan bir gece önce tanışıyor. Burcu Gökhan'a bildiklerini anlatıyor. Gökhan klasik enselenen erkek modeli ruh halinden ruh haline geçiyor; önce inkar ediyor, sonra sinirleniyor, sonra Burcu'yu suçluyor... Neymiş? Pınar iyi kızmış da Gökhan'ın buluşup kıza mesaj vermesi lazımmış, kız üzülmesinmiş, kızla fiziksel bir teması olmamışmış. Yahu Burcu'dan bir gece önce tanıştığın kıza ne hesabı veriyorsun? Hem fiziksel temas olsa ne olur, olmasa ne olur. Kıza ayan beyan yalan söylemişsin (Uğur Dündar yetiş)... Bu arada Gökhan'la Pınar'ın buluştuğu akşam, Burcu evde Gökhan'ı bekliyor ama zavallı Gökhancık o kadar çalışıyor ki, bir türlü işlerini bitirip gelemiyor. Yersen! Gökhan o arada gidip Pınar'ı evinden alıyor, Hisar'da kahve içerken, kıza kafasının karışık olduğunu, aslında ondan çok hoşlandığını falan nağmeliyor.

BİR DAHA DA BU YOLLARI
Neyse... Olay bu! Gelelim 'zaman' meselesine. Burcu telefonlarına çıkmadığı için Gökhan kendini aklamak için Seda'yı arıyor. Ve Seda'ya şöyle diyor: "Burcu'ya birkaç gün zaman vereyim de siniri geçsin, öyle konuşuruz." Aklı sıra ortalığı dinmesini bekliyor, bu arada hala "ben yalan söylemedim" demekte de ısrar ediyor. Offf... Ben de bu konuşmadaki 'zaman verme' olayına takılıyorum sayın okur. Bizim gibi kadınlara zaman vermek, ilişkiyi ziyan etmektir. Neden 1: Suçluysan ve seviyorsan, en kısa zamanda af dileyeceksin. 2. Zamanla sinirimiz geçer ama unutmayız, üstüne bir de dürüstçe açıklama yapılmadığı için karakter bakımından puan kırarız. 3. Senin o verdiğin zamanda biz bir güzel ağlarız, kafada parçaları birleştiririz, "Beni üzüp de kılı kıpırdamayan adamdan zaten adam olmaz" kararını verir, kalbimize ve beynimize format atarız. Bir daha da bu yolları aynı hevesle yürümeyiz. Tabii abiler bunu bilmez. Zaten onlar bazı şeyleri bilse, bizim arkamızdan iş çevirmez. Aaah ah! Şaşkın ördek!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA