Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AYŞE ÖZYILMAZEL

Hıncalım ve ben

Geçen gün eski fotoğrafları karıştırıyordum... Hani bazen insan birşeyleri özler de neyi özlediğini bilemez, sonra gider özlediğini fotoğraflarda arar ya... O hesaptı benimkisi. Bir fotoğraf çıkıverdi karşıma... Hıncalım ve ben. Evet! Hatırlıyorum, Çeşme Müzik Festivali'ndeyiz. Fotoğrafın çekildiği an da bir gece kulübünde... Yanyana oturuyoruz... Ben şaşkın şaşkın bakıyorum, o ise iki kolunu yana açmış her zamanki o meşhur kahkahasını atıyor.

12 YAŞINDAYMIŞIM
Küçüğüm yahu, şu tipe bak; üzerimde siyah-beyaz bir tişört var. O ise açık renk bir pantolon ve renkli bir tişört giymiş. Her zamanki gibi o zaman da ben siyahım, o ise rengarenk işte. Yıl kaçtı acaba? Dur bi google'layayım, o yıl dizi oyuncusu 'Eduardo', Bridgette Nelson falan gelmişti... Google'lıyorum, ve işte buldum! 1991'miş. Ben 12 yaşındaymışım, o da 52. Tabii google'layamadığımız şeyler de var şu hayatta. Mesela duygularımız, sevgimiz, üzüntülerimiz, karşımızdakinin bizim için anlamı. Tüm bunların cevapları sadece bizde, yüreğimizde, hikayemizde saklı değil mi? Çıkıyorum bir yolculuğa... Hıncal ve Ayşe yolculuğuna. Düşünüyorum anıları... Çocukluğumda hayal meyal bir Hıncal var... Ama o fotoğraftaki kız dünyaca ünlü yıldızların olduğu bir mekanda gidip Hıncal'ın yanına sokulmuşsa, bizim aramızda ta o günlerden kalma bir büyü varmış işte. Benziyoruz biz onunla. Diyelim; ikimiz de Akrep burcuyuz. O benden tam kırk sene bir hafta büyük ama ikimiz de kapıyı anahtarla açmaktan bıktık. İkimiz de ani parlayıp, bir saniyede sönüyoruz. İkimiz de meraklıyız. İkimiz de bulunduğumuz ortamın lideri olmak isteriz.

UMUDUNU KAYBETME
Laf aramızda ikimizin de ayarı yok! Bütün duygularımızı zirvede ya da yerlerde sürüne sürüne yaşıyoruz. Seviyorsak sevgiden çıldırıyoruz, hızımızı alamayıp karşımızdakinin canını bile acıtabiliyoruz. Kızıyorsak ortada ne varsa yakıyoruz. Dostlarımız çok önemli bizim için fakat kendimizle dost olmakta zorlanıyoruz. İkimiz de derinde yalnızız ama yalnız sofraları sevmiyoruz. Takıntılıyız, bir ömür aynı mekanda aynı yemeği yiyebiliriz. Benzemiyoruz biz onunla... Ayrıldığımız noktalar belki biraz da yaş farkından sebeple. O, geçmişine çok bağlı, ben değilim. O, keçi gibi inatçı, ben değilim. O, fırça atar, ben atamıyorum. O, çabuk küser, ben küsemiyorum. Çok şey öğrendim ben ondan; umudumu kaybetmemeyi, kendimi sevmeyi, önce 'ben' demenin önemini... Savaşmayı. Pozitif düşünmeyi. İstemediğim şeyleri yapmamayı. En güzel hediyeleri seçebilmeyi, eleştirileri kaldırabilmeyi... Güven ne kadar önemli birşeymiş meğer. Yook! Kendinize güvenmenizden bahsetmiyorum. Birinin size güvenmesi bahsettiğim. Bana ilk kez o güvendi. Hem de yüzde yüz. İlk kez onu sayesinde kendimi değerli hissettim. Tiyatroyu, operayı, klasik müzik konserlerini onunla sevdim. Zaman zaman çok kızdım ona, çünkü o da bana kızmıştı. Onu, anlamak kolay mı zannediyorsunuz? Çünkü tüm dikkatinizi yoğunlaştırmanız gereken, cevapları kendinizin bulabileceği bir ilişki biçimi, hiç de kolay değil.

İYİ Kİ DOĞDUN
Onu sevmek öyle birşey işte. Bir zeka yarışı, bir şefkat imtihanı... Onun hayatınızda olması çok özel birşey işte; kaybolduğu yerden çıkıp tüm dünyanızı coşkuyla sarabiliyor. Ne zaman bir yılbaşı ağacı görsem, ne zaman Frank Sinatra dinlesem, ne zaman bir kahvaltı masasına otursam, ne zaman çıktığım seyahatte harika bir manzarayla karşılaşşam 'o' olurum ben. Ona 'Hıncalım' derim ben. Anlamazlar o '-ım' ekini. Çok 'canım' 'hayatım' 'tatlım' derim arkadaşlarıma ama başka kimseye takmadım öyle ekler, bilmezler. Ona, 'Hıncalım' derim ben. Benim Hıncalım'ın onların bildiği, onların gördüğü, onların tanıdığı Hıncal'dan çok farklı olduğu için derim. Bugün Hıncalım'ın doğum günü. Bu satırları yazarken gözlerimden yaşlar süzülüyorsa eğer, ben seni çok seviyorum demektir. Eğer bu satırları okurken, gözlerin sana çaktırmadan doluyorsa eğer; sen de beni seviyorsun demektir. Bakiim... Evet! Ben seni seviyorum. Hem de çok. İyi ki doğdun. İyi ki varsın. Çok yaşa Hıncalım. Daha güzel yaşa ve inşallah kapıyı anahtarla açma.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA