Can Bonomo şimdiden sağa sola çekiştiriliyor.
Bir o kanalda, bir bu kanalda röportajlar veriyor.
Kendini açıklama hatta savunma savaşına sokulmuş durumda.
En son Bonomo'ya; "Yahudi misiniz?" sorusu bile soruldu.
Bonomo'dan da "Ben Türküm.
Yahudi olmak dindir. Ben Türkiye'yi temsil ediyorum" cevabı geldi.
SADECE DÖRT AY VAR
Tamam, kestik! Bıraksalar şu tırtıklama halini artık.
Ortada, medyanın programlarını Eurovision temsilcisiyle doldurup bilmiş bilmiş sorular pırtlatmasından daha önemli bir konu var; Can Bonomo'nun şarkı yazması!
Alooo! Şarkısız yarışılmıyor farkında mısınız?
Çocuğu bırakın da sakin sakin odaklansın.
Şarkısını yazsın, sözlerine çalışsın, düzenlemesine kafa patlatsın.
Şaka değil; TRT ancak karar verebildiği için Can Bonomo'nun önünde sadece dört ay var!
Bu dört ayda yapabileceği en iyi şarkıyı yapacak, düzenlemesini, miksini, vs vs. bitirecek.
Konuşulacak bir klip çekecek.
Şarkısını tanıtmak için ülke ülke gezecek, televizyon-radyo programlarına katılacak, röportajlar verecek.
E sahnesi nasıl olacak? Onun için de ekibiyle ince ince çalışacak. Kıyafetine, sahnede kaç kişi olacağına, hareketlerine karar verecek. En iyisini yapmak için provadan provaya koşacak.
HADİSE VE FERMAN...
Uykusuz kalacak, herkes ondan bir şey bekleyecek, önceden söz verdiği konserler varsa mecburen onlara da çıkacak. Hakkında ileri geri yapılan yorumları göğüsleyecek.
Ve mecburen bütün bu karmaşanın içinden alnının akıyla çıkacak. Ohhh be!
Hadise boşuna Eurovision gecesi ağlamaktan şişmiş gözlerle sahneye çıkmadı, Manga'nın solisti Ferman yok yere hastanelik olmadı.
Bırakın şu çocuğu! En azından şarkısını yapana kadar, kafasını toplayana kadar, haritasını çıkarana kadar bırakın.
Bu arada Bonomo'ya daha önce Eurovision'a gitmiş sanatçılara ve onların ekiplerine danışmasını tavsiye ederim. Bu saçma sapan ağır yükün altından kalkmasına, tık nefes kalmamasına çok yardımcı olacaktır.