Ne yalan söyleyeyim; deneyimlediğim en büyük tiyatro felaketlerinden biriydi herhalde. Şimdi isim vermek istemiyorum.
Vermeyeceğim.
Neden? Çünkü kimseyi kırmak değil amacım.
Neden?
Çünkü sonuç bana kurdeşen döktürse de, ortada bir emek var.
Neden?
Çünkü tiyatro.
Çünkü iyi ya da kötü hiçbir tiyatro oyununa köstek olmak istemem.
Biz geçen hafta kızlarla bir oyuna gittik; Beyoğlu tarafında.
50 kişi seyirci kapasiteli küçük bir salonda...
Büyük umutlarla değil de iyi vakit geçirmek ve arkadaşlarımızın ne yaptığını görmek için gittik. Destek olmak için.
Kafamızı açmak için. Bir şeyler kapmak için. Başka taraftan bakmak için.
Ama olmadı.
Başroldeki kadın oyuncunun başarılı performansı bile yetmedi bizi iki saat tutmaya.

YÜZDE 90 AYNI TEMA
Sorun senaryoda. Sorun; her defasında sanki kanunmuş gibi olayın ille de tacize, gay'liğe, lezbiyenliğe, dayağa bağlanmasında.
Son yıllarda gittiğim oyunların yüzde 90'ında aynı tema.
Yok mu başka bir fikir?
Yok mu ters köşeler?
Yok mu şöyle babalar gibi bir anlatım dili?
Edebiyat yok mu? İki-üç kişilik tiyatro ve aşk olunca; ille de acılar içinde kıvranmak, tacize uğramak mı gerekiyor yani? İlgi çeken tek şey bu mu?
Kendimizi salondan nasıl attığımızı bilmiyoruz.
Hem de bitmesini beklemeden, apar topar. İçimiz kıyıldı, içimiz.
Biliyorum, merak ettiniz hangi oyun olduğunu ama yazmayacağım.
Sadece senaryo yazan arkadaşlara birkaç şey söylemek istiyorum.
Mesela en yakın örneği; Yılmaz Erdoğan'ın 'Haybeden Gerçeküstü Aşk'ını izlediniz mi?
O da aşk üstüne, onda da cinsellik var, kadın-erkek var, onda da yaşadığımız karmaşalar, çıkamadığımız sokaklar var ama aslanlar gibi yazılmış bir senaryo.

ESKİLERDEN BIKTIK
Kolaya kaçılmasından, her cinsel tacizli, dayaklı hikayeye 'sanat' denmesinden, bir avuç Cihangirli arkadaşın birbirini gazlayıp 'tiyatro' yaptıklarını zannetmesinden sıkıldım.
Sonra "Neden tiyatro ilgi görmüyor?" diye soruyorlar, bir de seyirciye kızıyorlar, seyirciyi hor görüyorlar.
Siz böyle devam ettikçe, tiyatronuz da ilgi görmez güzel kardeşim.
Siz şöyle iyi bir oyun çıkarın da; bakın bakalım ilgi görüyor mu, görmüyor mu? Hayal kırıklığına uğramaktan bıktı seyirci, anlıyor musunuz?
Aynı kavruk ve eksik hikayelerden bıktı.