Dün GÜNAYDIN'da editör arkadaşlarım bir haber hazırlamışlar.
Meraklısına çok da heyecanlı, eğlenceli, tahmini ve beklentisi yüksek bir haber.
Başlığı 'Önümüzdeki 10 yılda İstanbullu'yu neler bekliyor'du.
Moda, eğlence, yeme içme ve organizasyon sektörünün önemli isimlerine İstanbul'u neler beklediğini sormuşlar.
SÖZ SAHİBİ OLACAK
Mesela Modacı Özgür Masur, on yıl sonra İstanbul'un moda dünyasında ciddi bir söz hakkına sahip olacağını belirtmiş. İşletmeci Uğur Karabayır, "Restoranlar küçülecek, yeme-içmede dünya markaları şehrimize gelmeye devam edecek" demiş.
Takı Tasarımcısı Milka Karaağaçlı, kasada bekleyen mücevherlerin yerini günlük basit ama eğlenceli takıların alacağına işaret etmiş. İç Mimar Samit Savatlı, akıllı evlerin artık lükse girmeyeceği müjdesini vermiş.
BEKLE DUR ...
Tasarımcı Özlem Tuna ise Kapalıçarşı ve Hanlar'ın büyük önem kazanacağını vurgulamış...
Aman ne güzel.
Ne hoş. Ne tatlı.
Bütün bunlar 10 yıl sonra İstanbullu'yu bekliyormuş.
Bekle babam bekle...
Bugünkü duruma bakınca, haber gözüme o kadar fantastik göründü ki, yüzüme buruk bir gülümseme yerleşti Gezi Parkı'ndan sebep. İstanbullu'yu değil 10 yıl sonra 10 gün sonra neyin beklediğini bilebilecek halde miyiz Allah aşkına?
