En parlayanından gümüş pantolon, gümüş botlar, üstünde dört bir yanı taşlı siyah deri mont... İçindeki de Bülent Ersoy.
Pazar gecesi televizyon kanallarını gezerken bu sahneyi görüp, donup kalmışım.
Önce aklıma ben ortaokuldayken Bağdat Caddesi kadınlarını saran parlak eşofman takım hastalığı geldi.
Kilolu ablaların 'uzaylı teyze' gibi gezmeleri bizim için ciddi travma olmuştu.
Belli bir yaştan sonra kafada hangi kayış kopuyordu acaba?
Bizde de kopacak mıydı? Sonra bir anda Michael Jackson belirdi gözümde, bir ancık.
Sonra ansızın 'Bülent Hanım, bize 'moonwalk' da yapacak mı?' kaygısına kapıldım.
Sonra anlamaya çalıştım...
Sonra vazgeçtim ve kanalı değiştirdim.