İlginç bir ikili...
Esasen yan yana gelmemesi gereken bir ikili. Yan yana geldiğinde hassas noktaları olan ve şıklık yaratmakta zorlanan bir ikili. Karizma adına kaygan zemin.
Erkekler ve terlikler...
Öncelikle size terlikle ilgili takıntımdan bahsedeyim. Birçok takıntım var da; terlikler, takıntı listemin top 5'ine girer.
Biz bu konuyu erkekler namına üç alanda inceleyebiliriz.
1. Evde terlik
2. Plajda terlik
3. Şehirde terlik

SIKICI VE SIRADAN
1. Evde terlik meselesi, tam bir kafa karışıklığı. 'Babanın terliklerini getir evladım' nesli olarak, modern şehirli hayata transferimizle birlikte evde terlik giysek mi, giymesek mi ya da hangi terliği giysek bilemiyoruz zaten.
Erkek-ev-terlik üçlemesinde gözümün önüne ilk gelen; baba terlikleri. Bunun ekoselisi var, karelisi var, yünü var; ki hepsi de aşkın, arzunun ve tutkunun üzerine dökülen buzlu su gibi.
Bir ileri seviyesi ise üstü kalın bantlı plastik terlikler. Bu gözler, onları hiç mi hiç görmek istemez!
En iyisi, evde terlik giymemek bence. Tamam, adetlerimiz var, eve ayakkabıyla girmenin pek hoş karşılanmadığı bir kültürdeyiz ama ne bileyim...
Erkeklerimiz bu terlik işinde ille de çuvallıyor. Çıplak ayak gezseler daha cool. Tuttuğu takımın terliğini giyen erkekleri ise hiç saymıyorum.
Aslında ev-erkek-terlik birleşimi bana ne çağrıştırıyor biliyor musunuz; sıkıcılığı, sıradanlığı, gelenekselciliği, sürüye kapılmışlığı, aşksızlığı, heyecansızlığı... (Ne terlikmiş beeee!) Terliklerin bundan haberi olsa, kendi kendilerini yakarlardı vallahi.
2. Eylül'e girdik ama hazır konu açılmışken, gelelim plajda terlik olayına...
Ee plajda terlik giyilecek elbet.
Ama hangi terlik ve nasıl? Tabii ki kalın bantlı, üzeri marka yazılı plastik terlikler değil. Turist terliği olarak tabir ettiğimiz, çarpraz bantlı deri terlikle hiç değil...
Bir de tabii ki ayaklar ve tırnaklar bakımlı olmak zorunda.

ACUN STİLİ
3. Ve gelelim, 'Acun stili' diye tabir ettiğimiz şehirde terlik giyen erkeklerin olayına. Şimdi biz Acun'u öyle kabul ettik. Adam hep Miami kafası, adam rahat. Güneşi gördü mü, parmak arası terliklerini giyiyor, öldür Allah yaz boyunca çıkarmıyor. Motosiklete bile parmak arası terlikle biniyor.
Peki ya diğerleri? Diğerlerinde de anlayamadığımız bir 'Bebek'te üç beş tur atalım, olmadı bi' de Miami yaparım' direnişi. Mesela ben, görünüşüne önem veren bir popçu arkadaşımızı, İstanbul'un göbeğinde gündüz ya da gece terlikle görmek istemiyorum. İçim kalkıyor, itici geliyor, havası uçuyor.
Uzun lafın kısası; giymeyin şunları şehirde. Ümit Benan misali, stil sahibi biri değilseniz hiç yakışmıyor. Tanıdığım bütün kadınlar, şehirde terlikli adam görünce kafasını çeviriyor.
Benden söylemesi.
Bu arada erkekler ve stil konusuna girmişken; şu İtalyan paça dar pantolon meselesini de üşenmeyip gözden geçirirseniz çok sevineceğim.
1.70'lik boy, göbek ve kısa bacaklarla, o pantolonlar özentilik ve komiklikten başka bi' şey ifade etmiyor.
Diyeceğim bu kadar.
Saygılar...
Not: 50'nci sanat yılında, babama harika bir kutlama hazırlamak için BKM ve müthiş bir ekiple yaz başından beri çalışıyorum.
Şimdi kutlamanın klip ayağı için Çeşme'deyiz. Dönünce her şeyi anlatacağım. Çok heyecanlıyım, dua edin lütfen.