Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AYŞE ÖZYILMAZEL

Amaan ne konseri selfie çekelim selfie

Hayır, hayır! Hatta nayır, n'olamaz!
Asla o sıkıcı, sevimsiz, hiçbir şeyi beğenmeyen insanlara dönmek istemiyorum.
Hani Edirne'den çıktıkları an gördükleri her halta hayran olup kendi ülkelerindeki hiçbir şeyi alkışlamazlar, bir an önce yurt dışına kapak atmanın derdine düşerler ya...
Bir sabah öyle ekşi suratlı biri olarak uyanırsam ve o surattan kurtulamazsam ne yaparım yani?

AYNI NAKARAT
Ancak gün geçtikçe çekilmez, dayanılmaz, beş dakika daha tahammül edilmez buluyorum bazı şeyleri.
Misal; pazar günü İTÜ Stadyumu'nda GNCFest vardı. Festivalin bombası ise Pharrell Williams'dı.
Onun dünya müzik sektörü için ne kadar önemli olduğunu, ne şahane bir müzisyen ve özel bir adam olduğunu anlatmak için sayfalar dolusu yazı yazmam gerek.
Kendisinin hastasıyım. Tabii ki İTÜ'de olacaktım.
Öğlen saatlerinde başlayan organizasyonda bizden Manga, Model, Mabel Matiz sahne aldı.
Biz, Pharrell'e odaklandığımız için 20.30'da alana gittik.
Yine aynı nakarat tabii ki... Bkz:
Park sorunu, yürü babam yürü, aman tuvaletini tut, o tuvaletleri kullanma telaşı vesaire. Hadi bunlar neyse...
Biletlerimiz Diamond Circle'dan.
Yani özel VIP alan, sahnenin önünde.
Tabii hiçbir şekilde özel değildi, saha içine 'Diamond' demişler gibi bir durumdu işte. Bir hal, sanırsınız herkesin bileti Diamond'dan. Kim nerede belli değil.
Pharrell'den önce Rita Ora sahneye çıktı.
Tabii ki seyirciler sürekli sosyal medyada festivali paylaşma yarışında. Kızın elbisesini beğenemediler; tek konuştukları buydu yani. Gerisi 'Konseri kim takar, gel selfie çekelim bebeğim.' Kafayı kaldırıp sahneye bakmak yok, müziği dinlemek yok. Bence birçok insan niçin orada olduğunu bile bilmiyordu. Ben de sosyal medyayı sık kullanıyorum ama bu nasıl bir hastalıktır, nasıl bir telefonundan kopamamaktır!
Tribünler kaba bir gözlemle yüzde 30 doluydu.
Boştu yani.
Neyse, uzatmıyorum.
Beklediğim an geldi ve Pharrell sahneye çıktı.
Tabii ki çok iyiydi, tabii ki en iyiydi, tabii ki aslanlar gibi çaldılar.

SEYİRCİ BOŞ BOŞ BAKTI
Gelin görün ki Pharrell'in seyirciyi havaya sokmakta en zorlandığı konser yüzde 100 bizimkisiydi. Son üç şarkıya kadar seyirci boş boş Pharrell'e baktı.
Alkışlamak, dans etmek, şarkı söylemek falan yok. Seyirci sadece fotoğraf ve video çekti. Hay bin foto ya!
Ben böyle garip, tıkanık bir kalabalık görmedim. Ne yalan söyleyeyim; seyircinin heyecansızlığı, donukluğu karşısında en beklediğim konserde havaya giremedim.
Sonra da düşüne düşüne eve geldim. Bu sanallık, bu esasen hiç de orada olmamaya rağmen 'ben de oradaydım' deme hastalığı, bu duygusuzluk, bu özçekim dertleri, bu 'bedenim burada ruhum paralel evrende' vaziyetleri nereye varacak?
Her şeyin gazozu kaçtı.
Hayır, hayır! Hatta nayır, n'olamaz!
Asla o sıkıcı, sevimsiz, hiçbir şeyi beğenmeyen insanlara dönmek istemiyorum.
Ama elimde değil, dayanamıyorum.
Ne eğlence eğlence, ne dostluk dostluk, ne tartışma tartışma, ne aşk aşk, ne yas yas, ne yardım yardım...
Sizce de fazlasıyla saçmalaşmadık mı?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA