Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Çocuklar duymasın ve atv'nin onurlu reyting mücadelesi


Ahmet Hakan, atv ekranlarında dönmeye hazırlanan 'Çocuklar Duymasın' dizisinin tutmayacağını yazmış. Evet, riskli bir tercih. Herkesin kafasında 'Eski tadı verir mi?' sorusu var. Havuç mesela, koca adam oldu da rock şarkıcılığına soyundu. Ancak ben tüm risklere rağmen 'Çocuklar Duymasın'ı efsane yapan başarı formülünün yine milyonları ekrana bağlayacağına inanıyorum. Neydi o formül? Modern bir çekirdek ailenin öyküsünün özelinde herkesin kendinden bir şeyler bulacağı büyük bir Türkiye portresi çizmesiydi. Hakan'ın, dizinin tutmayacağına dair sunduğu gerekçeler ise daha anlamlı: Tutmaz, çünkü: Behlül/Bihter olayından sonra hiçbirimiz artık eskisi kadar naif değiliz, olamayız. Tutmaz, çünkü: Hiçbir anne ve baba, artık delikanlı olmuş çocuklarının yanında konuşmaktan kaçınıp mutfağa kapanmaz. Tutmaz, çünkü: Bir dönem bittiği, yeni bir dönemin başladığı gerçeği tokat gibi çarpar yüzlere.

ATV'YE KOCAMAN BİR AFERİN
Evet, acı ama mantıklı gerekçeler... Eğer bu dizi tutmazsa, her şeye rağmen hayatın amatörce, naif tatlarda yaşandığı Türkiye'nin değiştiğini kabul etmemiz gerekiyor. Aslına bakarsanız Hakan'ın sunduğu gerekçeler atv'nin yayın politikasına 'Kocaman bir aferin' çekmemiz gerektiğini de hatırlatıyor. atv, sadece 'Çocuklar Duymasın'ı ekrana getirecek olmasıyla değil, genelde aile dizileriyle, reyting savaşını sürdürüyor olmasıyla da büyük övgüyü hak ediyor. Düşünsenize bir tarafta aldatmanın ve ahlaksızlığın her boyutuyla yaşandığı, cinsellikten sürekli pirim kapmaya çalışan 'Aşk-ı Memnu', yine çarpık aile içi ilişkileri ve arabesk filmlerinden daha trajik öyküleriyle mantık sınırlarını zorlayan 'Yaprak Dökümü', liselerde yaşanan şiddete bile neden gösterilen, yasaklanması için birçok kez kamuoyu oluşturulan 'Kurtlar Vadisi' ve diğer mafya dizileri... Bir tarafta da eski mahalle ve esnaf kültürünü bizlere tekrar hatırlatan 'Kapalıçarşı', aile kurumunu, dostluğu, paylaşmayı her fırsatta yücelten orta sınıfın sembolü 'Canım Ailem', yerli bir 'Pygmailon' öyküsü olan, bir çiçekçi kızdan hanımefendi yaratmaya çalışırken 'öteki Türkiye'nin gerçeklerini ekrana taşıyan 'Gönülçelen', Türkiye'de kadın olma olgusunu ve her kesimden kadının sorunlarını bir cezaevi öyküsünde perdeye taşıyarak Türk televizyon tarihinde ilklere imza atan 'Parmaklıklar Ardında'...

DOSTLUĞU GÜÇLENDİRİYOR
Yukarıda verdiğim örneklerden yola çıkarak belki 'Ezel'de de şiddet var' diyebilirsiniz. Ama bana kalırsa 'Ezel' de şiddeti abartmıyor. Mesela 'Kurtlar Vadisi'nin yanında çok masum kalıyor. Ayrıca yurdum insanına Shakespeare'i tanıtıyor, 'Lost'vari anlatımıyla izleyicinin çıtasını yükseltiyor. Yazdıklarımda samimiyim, bu ayrımı bence birçok TV eleştirmeni de yapacaktır. atv, Türk toplumunda dostluğu ve paylaşımı güçlendiren, aile kurumunu ve şimdi mumla aradığımız mahalle kültürünü yücelten dizilerle, rakipleri karşısında zor ama erdemli bir reyting yarışının içerisinde. Bence diğer kanallar da Türkiye'nin iyiliği için aile ve mahalle dizilerine dönmeli. Daha çok 'Papatyam', 'Canım Ailem' dizileri olmalı. Toplumları ekonomik ve sosyal şartlar yönlendirir ama bu dinamiklerin içerisinde popüler kültür de önemli bir yere sahip. TV'deki dizilerin de yaşam alışkanlıklarını derinden etkilediğini unutmayalım. Tecavüzlerin, şiddetin doruklarda yaşandığı şimdiki Türkiye ile 'Perihan Abla', 'Bizimkiler' ve 'Süper Baba' dizilerinin ekranda olduğu Türkiye'yi karşılaştırın, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA