'Behzat Ç.' sağlam bir diziydi, söyleyecek sözü vardı, söylenmeyenleri söyledi.
'Behzat Ç.', bu toplumun anti-kahraman ihtiyacına da cevap verdi. Dizinin bitişinde, siyasi baskının da etkisinin olduğu söyleniyor hep. Alkolü özendirdiğine dair çok tepki aldı. "Böyle ayyaş polis mi olur?" dendi. Ama fazla komplo teorisi üretmemek gerek. TV'de her şey reyting demektir. Eğer bir dizi çok izlenmiyorsa, istediği kadar fanatik bir izleyici kitlesine sahip olsun; yayından kalkar.
Bu noktada STAR TV de eleştiriliyor; dizinin gününü değiştirdiği ve geç saatlerde yayınladığı için. Bu tercihlerin dizinin az izlenmesinde mutlaka etkisi olmuştur ama şunu da unutmayalım; 'Behzat Ç.' yayınlandığı zaman diliminde de rakiplerinin gerisindeydi.
Bana sorarsanız; STAR TV, 'Behzat Ç.'yi bu düşük reytingle iyi idare etti!

İlk filmi kaç kişi izledi?
Öte yandan, Ankara Kızılay'da dizinin finalini izleyen kitleyi görünce de şaşırıyor insan. Böylesine kemikleşmiş bir kitleye sahip olan dizi neden az izlenir?
O kitle de Türkiye'nin bir özeti aslında.
TV'de gazetelerde karşımıza çıkan büyük ve coşkulu kitleler; Türkiye'nin genelini (lütfen 'Çoğunluk' filmindeki geneli aklınıza getirin) hesaba katınca, hep daha marjinal kalıyor.
Şimdi "Behzat Ç. bitmedi; sinemalarda yeni filmleriyle sansürsüz devam edecek" deniliyor. Söz konusu filmin mutlaka bir izleyici potansiyeli olacaktır ama "Gişe rekoru kırar" diyenleri gerçekle yüzleşmeye davet ediyorum. Dizinin en kral olduğu dönemde bile; 'Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm' filmini sadece 528 bin kişi izledi!
'Behzat Ç.'nin asıl güzelliği, kendi yağında kavrulması. Ne kadar çok izlenirse, o kadar özünden kaybeder!