"Halkımızı; medyasıyla, polisiyle, siyasileriyle barıştıracak bir yol hemen bulunmalı. Dinlemek, anlamak ve iyi bir karşılık vermek bunu başlatır.
Televizyonda, gazetelerde gözün hemen görebildiği bir yerde, kulağın hemen duyabildiği... İnatlaşma değil ama. İyi bir şey başlatalım. Barışı... Gezi Parkı saftı. Gençler ve sanatçılar destek verdi. Magazinci bile gelmedi. Şimdi sanatçıların sukünet çağrılarına da kulak tıkıyorsunuz!
Gazeteci dostlarım. Rica ediyorum. Görevinizi yapın. Halkın haber alma özgürlüğünü engellemeyin. Sağırlaşarak görevinizi başkalarına vermeyin!
Basın şu anda! Yarın değil! Canlı yayınlara başlamalı! Arabuluculuk yapmalı! Halkın sesine kulak vermeli! Siyasi, halk, polis barışını sağlamalı. Sayın basın mensupları! Ölüm ve yaralanma haberleri geliyor. İnsanlara doğru bilgi aktarmak için hemen canlı yayınlara başlanmalı!
Büyük kanallar haber merkezlerini harekete geçirmeli! Karanlıkta bırakırsanız bu kaos çok daha büyüyecek! Kimin ne yaptığı belli değil!"

HALK TEPKİDE HAKLI!
Okan Bayülgen'in bu açıklamasına, virgülüne dokunmadan yer verdim. Yaptığı çağrıda çok haklı olduğuna inanıyorum. Haber kanalları, Gezi Parkı eylemleri konusunda en başında görevini yapsaydı ne olurdu bilmiyoruz. Ama haber kanalları görevini yapmadı. Halk, tepkisinde çok haklı. Zararın neresinden dönülürse kârdır. Ne kadar dönülecek, orası da meçhul ama asıl şimdi objektif gazetecilik zamanı! Dezenformasyon ve manipülasyona karşı gerçek doğru haber zamanı! Herkes için doğru, tarafsız haber zamanı!