'Kış Uykusu'nun Türkiye'nin Oscar adayı olması doğru bir tercih. Öncelikle Altın Palmiye kazanmış bir film olarak Oscar'ın ön jürisinin karşısına çıkacak, bu büyük bir avantaj.
Nuri Bilge Ceylan'ın daha önce de En İyi Yabancı Film Oscar'ı dalında ilk dokuza kalması, 'Kış Uykusu'na dair beklentiyi yükseltiyor.
Ancak filmin büyük bir dezavantajı var; o da 196 dakikalık uzun süresi.
Cannes jürisi filmin süresine takılmaz ama popüler Hollywood sinemasının değer yargılarıyla yoğrulmuş Oscar'ın ön jürisi için 196 dakika uzun gelebilir. Bu jüri genelde yaşlı isimlerden oluşuyor, filmi izlerken DVD'yi ileri sardıranlar, hatta uyuyakalanlar bile olabilir.
Dikkat edin; Cannes'da Avrupa basını ve yazarları 'Kış Uykusu'nu öve öve bitiremezken, filmi eleştirenler hep Amerikalılar oldu.
AMERİKALILAR BEĞENİR Mİ?
Örneğin Time'da şöyle bir eleştiri çıktı: "Finale doğru sahneler klişelerle dolu. Küçük bir odada, bir şöminenin başında 'Nihal' ve 'İsmail'i gördüğünüzde, ellerinde oynadıkları paranın ateşe düşüp düşmeyeceğine dair şüphe etmeyin; düşüyor, hatta onlar parayı ateşin içinde arıyor bile. Son dakikalar aktörlerin manalı bakışları üzerinde yükselen kafa sesi anlatımıyla tamamlanıyor. Yani son 15 dakika manasız hareketlerin birbirini takip ettiği, fazla açıklanmış duygularla geçiyor. Yani 'Kış Uykusu': Güzel ama o kadar da değil.
Altın Palmiyelik değil."
New York Times'da "Muhteşem bir film, ama sıkılıp yarısında uykuya dalmazsanız" yorumu yer almıştı.
Elbette 'Kış Uykusu'nun şansını asıl belirleyecek olan rakipleri olacak. Eğer karşısına çok güçlü rakipler çıkarsa, bu rakiplerin dönemsel ve siyasi açıdan sembolik gücü varsa 'Kış Uykusu'nun uzun süresi daha da büyük bir dezavantaja dönüşebilir.
