Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Güle güle futbolun Mahmut Hoca'sı

Metin, Ali, Feyyaz'lı Beşiktaş kadrosu, çocukluğumun kabusuydu ve her seferinde Fenerbahçe'yi yenerlerdi. Hep yenilirdik ama Beşiktaş'a kin tutmaz, aksine müthiş saygı duyardık. Çünkü profesyonel bir takım değil, aile gibiydiler. Yıldız futbolcuların aldığı ücret bile aynıydı.
Antrenöründen futbolcusuna hepsi disiplinli, efendiydi. En önemlisi; kendi yıldızlarını yetiştiriyorlardı.
Tüm bu başarının ardında ise diğer kulüp başkanları gibi şirketleri, fabrikaları olmayan sessiz, mütevazı bir adam; Süleyman Seba vardı.
Seba, Beşiktaş'ı yıllarca parasız başkan olarak yönetti ama kulüp tarihinin en büyük başarılarını elde etti.

SON BEYEFENDİ
O kara günde, İnönü Stadyumu'ndan yükselen 'Ahmet Dursun, Seba gitsin' tezahüratına Fenerbahçeliler, Galatasaraylılar bile üzüldüyse, Türkiye'de Seba'ya duyulan saygı ve sevginin büyüklüğünü siz düşünün.
Bu tezahürattan sonra sadece Seba'yı değil, futbolumuzdan birçok önemli değeri de kaybettik. Kazanmanın her şey olduğu, acımasız bir rekabet ortamına dönüştü futbol. Önce yöneticiler, sonra taraftarlar birbirine girdi. Kardeşliğin yerini futbol terörü aldı. Seba'dan sonra bir-iki istisna örnek hariç, kulüp başkanlığı da rant kapısına dönüştü. Her yeni kulüp başkanı, kesesini bir şekilde doldurdu.
Bugün futbolda izlerken midenizi bulandıran her şey, Seba başkanlığı bıraktıktan sonra yaşanmaya başladı.
Süleyman Seba'yı daha çok konuşacağız çünkü futbolumuz Mahmut Hoca'sını kaybetti. Güle güle futbolun son beyefendisi, büyük başkan...

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA