Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞİRİN SEVER

Doktor musun, yargıç mısın, ahlak bekçisi misin, nesin sen?

Timuçin Esen ile paparazzilerin tartışması olayı büyüyor. Bu mevzuyu her gün tekrar tekrar ısıtmaktan, utanç dolu görüntüleri hatırlatmaktan sıkıldım ama sürekli yeni bir şey çıkıyor bu olayla ilgili karşımıza. Esen'in ailesi dün kınama ilanı vermiş bir gazeteye... Devin Özgün Çınar, Binnur Kaya, Engin Günaydın, İlker Aksum, Murat Taşkent ve Tolga Çebi'den oluşan bir grup arkadaşı ise tam sayfa, başka bir ilanla olayı kınamış. Şöyle diyorlar: "İşini yapan magazin gazetecileri" ve "can güvenliğimizi emanet ettiğimiz polislerin birkaçı" tarafından Timuçin Esen'e uygulanan haksız ve yanlış, insanlık haklarını çiğneyen davranışları utanç içinde seyrettik. Bu çirkin ve telafisi olmayan olayı tüm gücümüzle protesto ediyoruz. Bu da oldu sonunda... İş, cepheleşmeye kadar, protesto ilanları vermeye kadar vardı. Peki ne olacaktı ki? Kendilerini kapana kısılmış hisseden bu insanlar, başları sıkıştığında başvuracakları ilk yer olan polisten de haksız ve insanlık dışı muamele görünce, ne yapacaklardı? Peki bu 'insanlık' haklarını çiğneyen bir tek paparazziler ve polislerden birkaçı mı? Bir de doktorlar var ayıptır söylemesi. Yıldırım Türker Radikal'deki köşesinde yazmıştı önceki gün... Aynı zamanda Timuçin Esen'in yakın dostu olan, benim şahane fizik tedavi uzmanım da, bizzat Esen'in kendisinden dinlemiş o gece hastanede başına gelenleri. 'Yuh' dedim dinledikçe... Biz ne zaman bu hale geldik?

***
Timuçin Esen, Beyoğlu'nun arka sokaklarında polisler tarafından karga tulumba götürülmeye, elleri kelepçelenmeye çalışılırken kafasının yarıldığını fark ediyor. Hem tedavi olmak hem de tutanak tutulması için Taksim İlkyardım Hastanesi'ne gidiliyor. Acildeki nöbetçi doktor, yani hastaya hemen müdahale etmek için orada bulunan doktor, "Sabahlara kadar gezilir mi sokaklarda, gezerseniz böyle olur işte, ben dikmem bu saatte kafa mafa" diye tepki gösteriyor üzerine vazifeymiş gibi. Orada da bir fasıl hır çıkıyor tabii, çıkmaz mı! Ardından da hastayı 'lütfen' kabul ediyor doktor bey. Bu kez de Timuçin Esen'i göstererek 'Alın şunu içeri' diye kaba saba bir dil kullanıyor. Esen de orada tedavi olmayı istemeyerek, Amerikan Hastanesi'ne gidiyor. Taksim İlkyardım Hastanesi Nöroşirurji bölümünde, o gece nöbetçi doktor olan A. Kaan Kılınç'ı mahkemeye vermeye hazırlanıyor Esen şimdi. Çok da iyi yapıyor, sakın sakın ihmal etmesin. Tabipler Birliği de umarım bu işin arkasını bırakmaz, gereken neyse onu yapar ve cezalandırır bu doktoru. Şu hale bak... Adam işini yapmak için değil, gece kaça kadar eğlenip eğlenmeyeceğimize karar vermek için orada nöbetçi sanki! Bundan sonra bu mudur olayımız? Gece çıkıp eğleneceksen, içeceksen, sonucuna katlan: Kazara başına bir şey gelirse polis yaka paça götürecek, kelepçeleyecek, doktor da terbiye verecek! Valla komplo teorilerine giderek inanmaya başlıyorum; evimizden çıkmayalım diye elbirliğiyle çalışılıyor mu ne?

***
Not: Pazartesi yazımda 'Timuçin Esen konusunda özeleştiri yapmalıyız' derken, "çuvaldızı kendimize de batırıyorum" demişim. Çok güldüm kendime, iğneyi batırmam yeter mi acaba?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA