İlk bakışta onun vajinismus (vajinanın kitlenmesi) olabileceğini düşünmenize imkan yok. Seksi giyimi, rahat tavırları ve sosyal kimliğiyle dikkat çekiyor. E.G. özgür ve modern kadını anlatan 'Sex&The City' dizisinden fırlamış gibi... Ama o da vajinismus kabusu yaşamış! İşte anlattıkları:
* Kaç yaşındasınız?
* 1. Şu anda evli değilim ama daha önce iki kez evlendim.
* Ne iş yapıyorsunuz? Üst düzey yöneticilik yapıyorum. Vajinismusu yaşarken yine önemli bir şirkette yönetici pozisyonundaydım.
* Vajinismus olduğunuzu nasıl anladınız? Evlendikten sonra. İlk evliliğim beş yıl sürdü. Evlendiğimde 25, boşandığımda 30 yaşındaydım. Eşimle evliliğimizin ilk dört yılı hiç cinsel ilişkiye giremedim. Daha sonra terapilerle iyileştim ama yıpranan dönemin ardından artık yürütemedik. Artık kardeş gibi olmuştuk. Evliliği toparlayamadık. Bugün geriye dönüp baktığımda ilk eşimin bana karşı son derece anlayışlı olduğunu anlıyorum. Evliliği böylesi bir sorunla yürütmek hiç de kolay değildi. Sonraki evliliğim 32 yaşında oldu. Artık tedavi olmuştum, sorunum kalmamıştı.
* Bu hastalık hayatınızı nasıl etkiledi? Evliliğim yürümedi. Bu önemli bir etkiydi ama onun dışında hayatım yine aynı temposunda sürdü. İlk eşimle bu durumun konusu bile geçmedi. Neredeyse hiç konuşulmadı bile. Daha önce seksin ne demek olduğunu bilmediğim için o dönemde büyük bir eksiklik olduğunu bile fark etmedim.
* Nasıl tedavi oldunuz? Psikoterapi, ev ödevleri ve grup terapileriyle tedavi oldum. Prof. Dr. Arsaluş Kayur'un hastası oldum. Bunun bir sorun olduğunu ve benim gibi başka insanların da olduğunu anlatmaya çalıştı; bu nedenle grup terapilere katıldım. Bunun doğal bir psikolojik hastalık olduğunu, yalnız olmadığını hissediyorsun. Ev ödevleri veriyor. Parmak denemesi yapıyorsun. Oraya bir şey girebileceğini psikolojik olarak kabul etmeni sağlıyor. Vücudunu tanımanı sağlıyor. Ayna ile bakıyorsun. İnsanı vücudu ile tanıştırıyor. Ben daha önce hiç bakmamıştım.
AİLEM HİÇ BASKICI DEĞİLDİ
* Sizce sorun aile baskısı mı, yoksa aşık olduğunuz kişiyle evleneme mi? Eşime aşıktım, flört ettim ve birbirimizi severek evlendik. Bu nedenle belki de cinselliği yaşamamıza rağmen evliliğimiz beş yıl devam etti. Ailem asla baskıcı bir aile değildir. Zaten İstanbul'da tek başıma yaşıyordum. Daha önce iki yıl Amerika'da tek başıma eğitim aldım. Sosyal hayatı hareketli olan biriydim, sosyal baskı hayatımın hiçbir döneminde görmedim. Bunlar neden değildi. Annemle babam elele tutuşur, yanımızda öpüşürlerdi; mutlu bir aile tablosu içinde büyüdüm. Düşününce bunun nedenini belki de kendi sorumluluğumun altında ezilmek diye açıklayabilirim. Ben toplumda çok genç yaşta kendimi temsil ediyordum. Bu nedenle kendi kendime belki de baskı uyguladım. Bir de genç kızlık dönemimde bir travma yaşadım. Ablam evlilik dışı bir çocuk dünyaya getirdi. Bu, ailede o kadar büyük bir trajedi olarak görüldü ki, benim üzerimde daha sonra bu şekilde bir sorun olarak ortaya çıkmış olabilir.
* Sonraki hayatınız bundan etkilendi mi? Hayatımda ilk kez orgazmı yaşadığım kişiyle evlendim. İkinci eşim cinsellik konusunda çok tecrübeliydi. Benim evlilik kararı almamda cinselliğin çok büyük etkisi oldu. Normalde belki de onunla evliliği hiç düşünmeyebilirdim. Ama cinsellik, onunla tanıdığın ve zevk aldığın bir şey oluyor. Şimdi geriye baktığımda, bu kararın doğru olduğunu düşünmüyorum. Ama o dönemdeki psikolojimle aldığım bir karardı. Ten uyumu, cinsellik evlilikte çok önemli; yine evlensem yine bunlara mutlaka bakarım ama evliliği yürütmek için yetmiyor. Ama yine tekrar etmek isterim. Yaşadıklarımdan sonra, cinselliğin olmadığı bir evliliği gerçek bir evlilik olarak kabul etmem.
* Sonra tekrar vajinismus olurum diye hiç korktunuz mu? Çok ender de olsa hayatının belli noktasından sonra vajinismus olanları duydum. Ama benim bu konuda bir korkum yok. Kendi fobimi yendiğimi düşünüyorum.
