Kapalı kutuyu açtım mı desem, zoru becerdim, ağzından laf almayı başardım diyerek mi böbürlensem bilmem. Geldiğinden beri basın açıklamaları dışında "tek kelime" etmeyen, hele kişisel sorulara bırakın yanıtı, yüz bile vermeyen İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ı konuşturdum, yaşasııın!.. İşte bu haftaki MOLA, işte soru ve yanıtlar burada...
Yorar bu kent insanı, uykusuz bırakır.
- Sorma, İstanbul'a geldim geleli her gece en erken 03.30'da yatıp sabah 07.00'de kalkıyorum. Daha dün gece Bağcılar'a gittim mesela. Sabah 3.30'a kadar polis merkezinde oturdum. Bazen 5 saat uyuyabiliyorum; " Oh ne ala çok uyudum" diyorum.
Şehr-i İstanbul fena da kilo da yaptırır insana, var mı rejim, diyet, organik beslenme şu bu?
- Olmaz mı? Bak şimdi, her sabah ille sıkı bir kahvaltı yapıyorum. Öğlen ve akşam da ot çöp yiyorum. Ama her gün 1 saat sporumu aksatmam. Hani o fitness bisikleti dedikleri var ya, ona biniyorum.
Hane halkı da sizle beraber tekmil göçtü mü İzmir'den?
- Eşimle geldik. Küçük kız zaten burada halkla ilişkiler okuyordu. Büyük kız ana mesleğini seçti, bankacı oldu. Annesi de İller Bankası'ndan emekli ya. Tek o kaldı İzmir'de ama kısmetse yılbaşında buraya alacağız.
İzmir de öyledir ya, ailece gece gezmeleri, sosyal aktiviteler için bol seçenek var şehrimizde.
- İnanır mısın, burada göreve başladığımızdan beri ne bir tiyatro, ne bir sinemaya siftah yok. Bazı bazı önemli geceler, etkinlikler, düğünler katılmışlığımız var sadece.
Maçlara merakınızı biliyorum.
- O da tavsadı. Fenerbahçe-Galatarasay, Beşiktaş- Wolfsburg bir de Fener-Dinamo Bükreş maçlarına gidebildim sadece.
Fi tarihinde siz Adana müdürüyken görüşmüştük de, bütün gazeteleri tepe tırnak okumanız hoşuma gitmişti.
- Yoğunluktan İstanbul'da gazete okuma yöntemim bile değişti Savaş. Gazeteler geliyor, manşetlerde ilgi çeken şeyler varsa hızlıca okuyorum. Sonra 10-15 köşe yazarını bir de çok önemli bir şeyler olmuşsa iç sayfalar filan. Yardımcılarımın kesip getirdiği bizle alakalı haber kuponları ayrı tabii. En fazla yarım saatte bitmeli bu gazete okuma faslı. Ama sen şimdi beni duman ettin. Geldiğimden beri herkes röportaj yapmak istiyor ama ilk sana konuştum bak.
BİZ EL ELE GÖNÜL GÖNÜLE
Hüseyin Çapkın'la tanışıklığımız onyıllar öncesine dayanıyor. O şimdi İstanbul'a Emniyet Müdürü oldu, ben ise işlerden fırsat bulup ancak gidebildim hayırlı olsuna... Kentin güvenliği için el ele vermeyi kararlaştırdık.