Ufuk Uras... Daha geçen haftaya kadar İstanbul Bağımsız Milletvekili'ydi. Ancak kapatılan DTP'nin, TBMM'de yeniden grup oluşturabilmesi için kurulan BDP'ye üye oldu. Meclis'te tartışmalar sırasında adabımuaşeret kurallarına uyduğunu anlatan Uras, Meclis Onur Ödülü'nün Prof. Dr. Kemal Karpat'a verilmesine yaptığı muhalefeti buna örnek gösteriyor.
-Meclis'te bu bağırış, çağırış nedir böyle?
Normaldir. Çünkü bu 'mallar dünyası'nda çok bağıranın malı satılır. Bakın şimdi kaz yumurtası ile tavuk yumurtası arasında hiçbir tat farkı ve fiyat farkı yok ama markette kaz yumurtası göremezsiniz. Niye? Çünkü kaz çok sessiz yumurtlarmış, tavuk çok bağıra çağıra yumurtladığı için onunki daha çok satılırmış. Yumurta piyasasında bu böyle olabilir ama siyasette bağıran haklıdır diye bir şey yok. Meclis görüşmelerine bakın benim içim acıyor. Bir kere bile bir kişiye laf atmadım oturduğum yerden bağırmadım çağırmadım. Bu da mümkün yani. Adabımuaşeret kurallarına çok uyuyorum. Edepli olan ile edepsiz olanın ayrımı çok net bir şekilde çizmek lazım.
-Ama duyduğuma göre Prof. Dr. Kemal Karpat'a verilen Meclis Onur Ödülü'ne muhalefetiniz olmuş. Hem de çok sert! Doğru mu?
Evet. Çünkü bu ödülün verileceği insan Türkiye'yi uluslararası düzeyde en iyi tanıtan kişi olmalıdır. Ben, "Orhan Pamuk" dedim. Herkes, "Çok iyi, çok doğru... TBMM'de Türkiye'ye Nobel kazandırmış bir yazarımızı buluşturmak lazım. Yeni bir sayfa açmak lazım. Geçmişe değil, geleceğe bakmak lazım" dedi. Ama sonra birden bire Prof. Karpat seçildi. Şoke oldum!
-Neden?
Kuşkusuz Kemal Karpat çok iyi bir akademisyen ama Meclis akademik bir kurul değil. Meclis demokrasinin beşiği. Bu ödülü veren Danışma Kurulu üyeleri Kemal Karpat'ın kitaplarını hiç okumadıkları için farkında değiller. Karpat kitaplarında 27 Mayıs darbesini, 12 Eylül darbesini savunuyor.
-Ne yaptınız peki? Anlatmadınız mı?
Bütün kitaplarını Meclis kütüphanesinden getirttim. İnanın bazıları açılmamış bile. 27 kitabını tek tek okudum. Baktım ki, "Türkiye'de Siyasal Evrim" kitabında darbeleri savunuyor. Gittim Kurul'a, "Yahu darbeleri savunan birine bu ödülü nasıl verirsiniz? Çok ayıp! Bir insan iyi bir akademisyen, iyi bir edebiyatçı olabilir ama Meclis'in bu onur ödülünü vermesi için öncelikli şartı demokrat olmasıdır" dedim.
-Ee, üyeler ne yaptı peki? Ne dediler?
Ne yapacaklar? 'Aman aman' deyip, hemen konuyu kapattılar. Bu bir skandal! Düşünebiliyor musunuz? Bütün parti üyelerinin olduğu bir kurul darbe savunuculuğu yapan akademisyene onur ödülünü layık gördü! Çünkü hiçbiri Karpat'ın kitaplarını okumamış!
YARIN: DTP'nin kapatılması ne getirdi, ne götürdü? BDP'ye neden katıldı? Yeni sol parti kurulunca BDP'den istifa edecek mi?