TUNUS, MISIR: 'DÜŞÜK RİSK' İHTİMALİ
İki ülkedeki halk hareketlerinin gelişimi ve bu ülkedeki Türklerin azlığı da dikkate alınarak "düşük risk" ihtimali üzerinde çalışıldı. Senaryoda işin askeri boyutu yer almadı, sadece insanı boyutu üzerinde duruldu. Tunus Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin Bin Ali ile Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in gideceği tahmini yapıldı. Bu süreçte uluslararası platformla ortak hareket etme prensibi belirlendi. Bunun yanında sınırlı da olsa muhalif isimlerle dolaylı görüşmeler gerçekleştirildi. Bu iki ülkedeki çok az sayıdaki Türk'ün durumu da kritik edildi ve tehlike riski görülmedi.
LİBYA: ÜÇ FARKLI SEÇENEK VE PLAN
25 bin Türk'ün varlığı, Libya lideri Muammer Kaddafi'nin yönetim tarzındaki zikzaklar nedeniyle bu ülkeye ilişkin senaryo "üst düzey risk" tanımlamasına göre yapıldı. Senaryo "tahliye", "askeri operasyon" ve "insani yardım" seçeneğine göre hazırlandı. A planına göre Libya Lideri Muammer Kaddafi ile temas kurulması, tahliyeler için koridor oluşturulması ve yapılacak açıklamalarla da hedef olmama prensibi benimsendi. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Kaddafi ile yaptığı görüşmelerle de bu sağlanırken, "sıfır hata" talimatı ile de Türk vatandaşları ile diğer ülke vatandaşlarının tahliyesi gerçekleştirildi. Libya senaryosunda B planı ise tahliye koridorunun açılmaması üzerine yapıldı. Bu durumda hava ve deniz unsurları ile Libya'daki bazı bölgelerin tahliye süresince denetim altına alınması kararlaştırıldı. Bu senaryoya göre Libya'daki havaalanları üzerinde çalışma yapıldı. Sonuçta Kufra ve Bingazi havalimanlarına askeri nakliye uçaklarının indirilmesi planlandı. İstihbarat birimleri bu amaçla Kufra ve Bingazi Havalimanları'nda ön çalışma yaptı. Hava Kuvvetleri Komutanlığı da hava operasyonu planları hazırladı. Askeri nakliye uçaklarına, 12 F-16 uçağının, SAT ve SAS komandoları, bordo bereliler ve fırkateynlerin destek vermesi benimsendi. Operasyonda görev alacak filolar ile timlere "acil görev" emri çıkartıldı.
SURİYE: PKK FAKTÖRÜ DE KODLANDI
LİBYA'DAN
sonra Suriye'de başlayan halk hareketlerine ilişkin senaryolar "rejim değişikliği beklenmiyor" stratejisine göre yapıldı. Başbakan Tayyip Erdoğan, bir yandan MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı bölgeye gönderirken bir yandan da Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a "demokratik açılım yap" mesajları verdi. Suriye senaryosu da sınır komşuluğu, bu ülkedeki Türklerin durumu ve iki ülke vatandaşları arasındaki akrabalıklar dikkate alınarak "insani yardım" merkezli hazırlandı. Halk hareketinin tahmin edilenden farklı bir boyuta ulaşması halinde "göç dalgası"nın oluşabileceği tespiti yapıldı ve bu çerçevede Türkiye içinde nerelerde kamplar oluşturulabileceği üzerinde duruldu. Suriye senaryosunda bir madde ise "ÇOK GİZLİ" koduyla tanımlanarak, sadece sınırlı sayıdaki isim arasında paylaşıldı. Senaryoda terör örgütü PKK faktörü de ayrıntılı olarak masaya yatırıldı. PKK militanlarının üçte birinin Suriye vatandaşlarından oluşmasından hareketle örgütün, halk hareketlerini destekleme ihtimali de masaya yatırıldı. Ayrıca olası bir göç dalgası sırasında PKK militanlarının da sınırı geçme ihtimali üzerinde duruldu ve buna ilişkin önlemler geliştirildi.
BAHREYN: MEZHEP ÇATIŞMASI RİSKİ
BU
ülkedeki hareketlilik "mezhepsel çatışma riski" adı altında ele alındı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, son olarak hafta başında bu ülkeye bir ziyaret gerçekleştirdi. Bahreyn Dışişleri Bakanı Şeyh Halid Bin Ahmed Bin Muhammed el Halife görüşen Davutoğlu, "reform" çağrısında bulundu ve ülkenin yönetim bütünlüğünün bölge açısından önemli olduğunu söyledi. Davutoğlu, her türlü mezhepsel ayrıma da karşı olduklarını ifade etti.