'Cüppeni çıkar siyaset yap!'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Konya'dayız. Daha doğrusu CHP'nin oy alabildiği Ereğli, Karapınar, Beyşehir, Seydişehir'deyiz. Ziyaret aceleye getirilmiş gibi. Belki de örgüt 'Ancak iki vekil çıkarabiliriz' düşüncesinde olduğu için, alt sıradaki adaylar yeterince asılmıyor. Atilla Kart ismi de heyecan vermiyor. Haliyle nabzı yükseltme işi sadece Kılıçdaroğlu'nun bireysel gayretine kalıyor. Kemal Bey, parti otobüsünden sınırlı sayıda ama coşkulu kalabalığa seslenip, halkın arasında karıştıktan sonra yanımıza geldi. İç siyasetin her alanına dokunurken üslubunu temiz tutmaya özen gösterdi. CHP lideri, şu mesajları verdi:

ERDOĞAN'IN CÜMLELERİYLE MESAJ
Anayasa Mahkemesi Başkanı (Haşim Kılıç) muhalefetin, Anayasa Mahkemesi'ne gitmemesini öğütlüyor. Bir mahkeme başkanı, 'Anayasaya aykırılık iddiasını benim mahkememe getirme' deme hakkını nereden alıyor? Hukukçu olmaması bu söyleme haklılık kazandırmaz. Ben, Başbakan'ın cümleleriyle kendisine çağrıda bulunuyorum: 'Cüppeni çıkar, gel parlamentoda görev yap!'
Dünyada sanat eserini, yargı kararı sonuçlanmadan yıkan tek ülke Türkiye. Kültür Bakanı (Ertuğrul Günay) daha önce görevini bırakmalıydı. Bu konuda Başbakan'la çatıştı. Bir devlet bakanı da Kültür Bakanı'nı yalnızlaştırdı. Heykelin yıkıldığı ülkede Kültür Bakanı olmak onurlu bir görev değildir. O dönemde bakanlık yapan kişi bunun hesabını hiçbir çağdaş ülkede veremez. nAnayasa değişiklikleri bir partinin mutfağında hazırlanmamalı. Başbakan'ın uzlaşma sözüne inanmak istiyorum ama sözünü tutmayacaktır. Söylediklerinin aksini yaptı. Buna Cumhurbaşkanlığı seçimi de dahil. nCumhurbaşkanı'nın görev süresi bize göre 5 yıl. Bu tür makamlarda kazanılmış hak olmaz. Gül, herkesin Cumhurbaşkanı olamadı. Anayasaya aykırı yasaları onayladı. Atamalarda titiz olabilirdi. Bu eleştirilerimiz Cumhurbaşkanlığı makamına saygımızı eksik etmez.

'KÜFRETMEYECEKTİM'
Siyasette seviyenin düşmemesi için ana görev iktidarın. Batman'daki konuşmamda Başbakan'a, 'Ayağını denk al' diyecektim, vazgeçtim. Ben küfretmedim, etmem de. Ama öfkeyi hitabet sanatı olarak düşünen kişiyle sağlıklı söylem geliştirme şansımız yok. Önce siyaseti öfkelerden arındıracağız.
Biz oyumuzu yükseltmek istiyoruz. Yüzde 40 çıtası koyduk. Başarıyı ve başarısızlığı belirleyen biz değil, kamuoyu olacak. Alınan oyu makul başarı olarak algılarsa bizim için de başarıdır. nBaşbakan'a çağrı yapmak lazım. Oy oranı düşerse istifa edecek mi? Bu konuda açıklama yapar mı?
(Deniz Baykal, Cumhurbaşkanlığı için CHP'nin adayı mı, sorusu üzerine) Daha çok erken. Bugünden isim vermek çok doğru olmaz. Cumhurbaşkanlığı yapabilecek bilgi birikime sahip insanlarımız var tabii.
MHP'nin baraj sorunu olduğuna inanmıyorum.
BDP'nin Türkiye partisi olması lazım. Bölge partisi ve etnik kimliğini bırakması gerekiyor. nÇılgın projemiz yok. İstanbul, Sapanca'dan Trakya'ya kadar geniş bir yelpazede ele alınmalı. Paşabahçe- Beykoz dünya cam sanatlarının merkezi konumuna gelebilir. Selimiye Kışlası'nın altındaki liman kaldırılarak, denize kadar inen, balıkların da görülebildiği opera binası yapılabilir. Yüksek kaldırımdan Galata'ya uzanan hat ressamlar sokağına dönüştürülebilir.

Kılıçdaroğlu'ndan YGS açılımı: Yandaş Giriş Sınavı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Konya'nın ilçelerinde sürdürdüğü seçim mitinglerinde, her yoksul aileye en az 600 TL verilmesini öngören Aile Sigortası Projesi'ni anlattı, iktidar olmaları halinde yoksulluğu bitirme sözü verdi. Kılıçdaroğlu, Ereğli'de yaptığı konuşmada, ÖSYM eleştirileri üzerinden hükümete yüklendi. "Yandaş giriş sınavı yaptılar" iddiasını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Bu işi yapanların çıraklık dönemi yürütme, kalfalık dönemi şifre dönemi" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, şu mesajları verdi:

10 BİN DOLAR VAR MI?
Türkiye'de 12 milyon 715 bin yoksul bulunuyor. Bir yılda artan yoksul sayısı 818 bin kişi. Kişi başı gelir 10 bin dolar. Cebinde 10 bin dolar olan var mı? Yarın sabah belki 15 bin dolar, sonra 20 bin dolar diyecekler. Bu memlekette çocuklar yatağa aç giriyorlar. Aile Sigortası ile yoksulluğu bitireceğiz. Parayı nereden bulacaksın diyorlar. Allah'ın izni ile Başbakanlık koltuğunu oturduğumuz zaman para nasıl bulunurmuş göstereceğiz.
Herkesin hesabına 600 lira yatıracağız diyoruz, 'O zaman kimse çalışmaz' diyorlar. Eğer devlete ya da belediyeye bir işçi alınırsa önce o ailelerden alınacak. Biz yoksulluğu tarihe gömmek istiyoruz, yönetmek değil. Bizim inancımız, felsefemiz, siyasi görüşümüz; Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Yoksulun yoksulluğunu istismar etmeyeceğiz.
Çiftçi memnun değil ama Recep Bey, 'Çiftçilerin durumu çok iyi' diyor. Bunların iktidarında her benzin istasyonu vergi dairesi oldu. Dünyanın en pahalı mazotunu alırsınız. Dünyanın en pahalı gübresi, en pahalı ilacı... Bu çiftçi ne yapacak? Alın terinin karşılığını alamayacak. Çiftçinin traktöründeki mazotun litresi 1.5 lira olacak. Hesabını kitabını yaptık.
Yandaş Giriş Sınavı yaptılar. Geleceğe güvenle bakacak, yemeyip yedirdiğimiz, giymeyip giydirdiğimiz çocuklarımızın girdiği sınavda şaibe var. Bu çocuklara yaptığımız haksızlığı nasıl gidereceğiz? İnsanda biraz utanma olur. Ar damarı çatlamamış ise o koltuktan ayrılmaları lazım. Bu işi yapanların çıraklık dönemi yürütme, kalfalık dönemi şifre dönemi. Çocuklarımızın alın terini çalıyorlar.
Kayseri'deki yolsuzluk iddiaları ile ilgili olarak rüşvetin defterini yolladım, iki tane müfettiş gönder dedim. Başbakan, 'Defter geldi ama rüşvet toplayan adamın altında imzası yok' diyor. Altına sen imza at. Ne olacak? Adam ben rüşvet topladım diyor. Mısır'daki sağır sultan duydu onlar duymadılar. Çünkü bunlar firavunlaştılar.