Ordu içinde büyük mücadele vardı yani...
Efendim olmaz mı!... Bakın BALYOZ toplantıları İstanbul'da BİRİNCİ ORDU'da yapılırken, DARBE planlarını DEŞİFRE edip HİLMİ PAŞA'YA yollayan İlker Paşa'dır... Yani Hilmi Paşa'nın güvendiği KURMAY BAŞKANI...
Bu çok önemli... Ayrılığın fotoğrafı buradadır... İyi görülmesi lazım...
Peki Hilmi Paşa evden sefertası ile yemek getiriyordu. Başbuğ da buna benzer şeyler yaptı mı?
Yapmadı. Kendisi çok dikkatliydi.
Zaten Koşaner Paşa ile çalıştı. Bir anlamda şanslıydı. Hilmi Paşa'nın etrafı ateş çemberiydi. Yakın tarihin en zor dönemleriydi o günler...
Tabii bir de Başbuğ siyaset tarafından destekleniyordu. Hatırlayın, Başbakan Erdoğan'ın "PASLAŞIYORUZ" sözleri manşet olmuştu. Günlük yaşayınca bunları unutuyoruz tabii...
Peki ne olacak sizce? Süreç nasıl işleyecek?
Şahsen işin bir tarafı beni mutlu ediyor... HASDAL ve SİLİVRİ'de onca üst rütbeli subay yatıyor. Hepsinin ifadeleri alınıp tutuklandı. Ancak hiçbirinin mahkemede söyledikleri sızmadı. Ama İlker Paşa'nın söyledikleri basınla paylaşıldı. Birilerinin vicdanı bu tutuklamadan dolayı rahatsız. Bunu böylece gidermeye çalışıyorlar. Ben devletin ADALETİNE güvenirim.
Güvenmek zorundayız da... Umutluyum anlayacağınız...
Sizce amaç ne olabilir? Neden tutuklanmıştır?
İlker Paşa kesin olarak DARBECİ değil.
Eğer darbeci ise çıkıp HİLMİ PAŞA'nın bunu açıklaması gerekir. Bakın kendisi SİLİVRİ'de TEK BAŞINA kalmayı tercih etti.. Neden? Çünkü darbeci diye araya mesafe koyduğu isimlerle birlikte olmaz da onun için...
Hasan Iğsız'ı mı kastediyorsunuz?
İsim vermeme gerek yok. Ancak TOKAT'ta 7 şehit verdiğimiz saldırıdan sonra içerideki PAŞALARDAN biri Başbuğ'un üzerine yürüyüp "Burada benim borum öter" demiştir... Bunu bilenler bilir...
Kim bu isim?
Söyleyemem. En azından şimdilik...
Ama Paşa'nın BALIKESİR'de geniş katılımlı bir açıklaması vardı. Bakın o fotoğrafa. Eksik olanı görmek zor değil...