Diyarbakır'da PKK'lıların polis noktasına düzenlediği saldırı sırasında, yardım amacıyla gelirken 'terörist' sanılarak açılan ateşle şehit düşen er Cemal Yalın'ın ölümüyle ilgili davada cezaya gerek görülmedi. "Kasten adam öldürmek"le yargılanan polislerin kendilerini koruduklarına karar verildi. Dicle ilçesinde 5 Ağustos 2010'da 20 kişilik PKK'lı grubun, İlçe Emniyet binası ile polis noktasına düzenlediği saldırı sırasında, "terörist" sanılarak polislerin açtığı ateş sonucu şehit edilen er Cemal Yalın ile ilgili 10 polisin yargılandığı davaya Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya tutuksuz polisler katılmadı. Savcı mütalaasında, PKK'lıların roketli saldırısıyla başlayan çatışmanın yarım saat sürdüğünü, silah sesleri üzerine İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Serdar Çölgeçen'in destek amacıyla İlçe Emniyet Amiri İltekin Karahan'ı telefonla arayıp bilgi aldığını belirtti. Çölgeçen'in Cemal Yalın ile birlikte jandarmaya ait hizmet aracıyla yola çıktığı, bu esnada silah seslerinin kesildiği ve sokaktaki herkesin normal hayatına devam ettiği sırada araçla emniyet amirliğine doğru hareket ettikleri bildirildi.
CAMLARI FİLMLE KAPLI MİNİBÜS
Ön camı hariç tüm camları siyah filmle kaplı sivil minibüsün farları açık şekilde emniyet binasına doğru geldiği, bu esnada girişteki polislerin "dur" ikazında bulundukları kaydedilen mütalaada, aracın durmaması üzerine güvenliği sağlayan 10 polisin aynı anda havaya ateş açtıklarına dikkat çekildi. Aracın hızını kesmeyip emniyet binasına giriş yapmaya çalışması üzerine güvenliği sağlayan polislerin minibüse ateş açtıkları ve bu şekilde durdurdukları ifade edildi. Olayda aracı kullanan er Cemal Yalın'ın şehit olduğu, İlçe Jandarma Komutanı Serdar Çölgeçen ile habercisi Kayhan Kuzu'nun ise yara almadan kurtulduğu belirtildi. Otopside cesetten mermi çekirdeği çıkmadığı ifade edilen mütalaada, Cemal Yalın'ın elbiselerindeki mermi deliklerinin ise hangi polisin silahından atıldığının belirlenemediğine işaret edildi. Olayda kasıt olmadığı gerekçesiyle 10 polis hakkında ceza verilmemesi istendi.
İNTİHAR SALDIRISI ZANNEDİLDİ
Mahkeme heyeti de her an emniyet amirliğine yönelik saldırı beklendiği bir anda tanınmayan sivil bir minibüsün uyarı ateşi ve 'dur' ikazlarına rağmen hızını kesmeyip polislerin üzerine yöneldiğine dikkat çekti. Polislerin emniyete yönelik bomba yüklü araçla intihar saldırısı yapılacağı düşüncesiyle minibüse ateş açtıkları ifade edildi. Polislerin meşru savunma koşulları içinde bulundukları kendilerine yönelik bir saldırıyı bertaraf etmek maksadıyla kasıt olmaksızın hareket ettikleri, bu nedenle haklarında "hata" fiilinin uygulanmasına karar verildi. Mahkeme 10 polise ceza verilmesine yer olmadığına oy birliğiyle hükmedip dosyayı kapattı.
ŞEHİT YAKINLARINA '18 MART' MÜJDESİ
Şehit yakınları ve gazilere yönelik oluşturulan yasa taslağında sona gelindi. SABAH'ın edindiği bilgilere göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün 6 bakanla bir araya gelerek şehit ve gazi yakınlarına yönelik düzenlemelerin yer aldığı yasa taslağını masaya yatırdı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nca hazırlanan taslakta en kritik düzenlemelerden birini şehit yakınlarına sağlanacak "ikinci iş" hakkı oluşturuyor. Buna göre iş imkanının biri şehidin ailesine, diğeri de çocuğunun olacak. Halihazırda ilk istihdam hakkı şehidin kardeşine veriliyor. Yeni düzenlemeyle, babasını küçük yaşta kaybeden çocukların iş hakkı saklı tutulacak ve büyüdüğünde işe yerleştirilmesi sağlanacak. Şehidin iki ve daha fazla çocuğu olması durumunda en büyüğü bundan faydalanacak. İkinci iş hakkının çocuğu olmayan ya da bekâr şehitlerce de kullanılabilmesi üzerinde çalışılıyor. Terör olaylarında ölen sivil vatandaşlar da "şehit" sayılacak. Operasyon öncesi ve sonrasında ölenler de yasa kapsamına alınacak. Kıbrıs ve Kore gazilerinin de yer alacağı yasada aylık bağlanmasında aranan muhtaçlık şartı kaldırılacak ve şeref aylıkları yeniden düzenlenecek.
