Çatışma ve sorunların Ortadoğu ve Afrika ülkelerine özgü olmadığını belirten Erdoğan, Norveç'te İşçi Partisi'nin yaz kampının basılarak 77 kişinin öldürülmesi olayını hatırlattı ve "Norveç'te öldürülen çocuklar, gençler Norveç'in olduğu kadar bizim de çocuklarımızdır. Filistin'de katledilen yavrular Filistinli anne babaların olduğu kadar bizim de yavrularımızdır. Bugün Hama'da, Humus'ta, Hule'de katledilen masum yavrular Suriyeli çaresiz ailelerin olduğu kadar bizim de çocuklarımızdır" diye konuştu.
İstanbul Conrad Otel'de düzenlenen, Medeniyetler İttifakı İştirakçiler Forumu'na katılan Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmada toplantının medeniyetler ittifakı için önemli bir adım olduğunu, mali ihtiyaçların karşılanmasının ittifaka hız kazandıracağını belirtti. İttifakın ihtiyaç duyduğu maddi katkıların el birliğiyle karşılanmasının bir dönüm noktası olduğunu belirten Erdoğan, projenin başlangıç aşamasında dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın da destek verdiğini, bu sayede ittifakın bir BM girişimi haline getirdiğini hatırlattı. Aynı şekilde Ban Ki-moon'un da projeye destek verdiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, 130 ülke ve uluslararası kuruluşun ittifakın dostları grubunda yerini aldığını belirtti. Projenin Güneydoğu Avrupa, Akdeniz, Latin Amerika, Ortadoğu, Doğu Asya ve Okyanusya gibi bölgelerde yoğun faaliyet gerçekleştirdiğini vurgulayan Erdoğan, ittifakın sınırları aşarak küresel bir ölçeğe geldiğini belirtti.
"İNSANLIĞI AYAKLAR ALTINA ALAN SALDIRILAR"
Konuşmasında son yıllarda dünya genelinde pek çok acı olaya şahit olunduğunu kaydeden Erdoğan, doğal afetlerle birlikte "insanın insana kast etmesi neticesinde insanlığı altına alıp çiğneyen saldırılar gerçekleştirildiğini" söyledi. Erdoğan, intihar eylemlerinde hayatını kaybeden masum insanlardan ve çocuklardan bahsettiği konuşmasında, "Sonra bu eylemi organize edenler ortaya çıkıyor, "Bunu biz yaptık. Çünkü, bizim gibi düşünmüyorlar, bizim gibi davranmıyorlardı, bizimle aynı inançtan değillerdi' diyorlar" ifadelerini kullandı.
SURİYE VURGUSU
Erdoğan, Suriye'de yaşanan ve 110 kişinin hayatını kaybettiği Hule saldırısını da anımsatarak, "Bakıyorsunuz devletler tanklarını toplarını kendi vatandaşlarına doğrultuyor ve yarısı çocuk 110 insanı yok edebiliyor. Gerekçe ne? Yönetimin kendilerine dayattığı zulme razı olmuyorlar. Yönetime kayıtsız şartsız teslim olmuyorlar. Hak, özgürlük, insanca yaşam istiyorlar ve bu talepleri karşısında çoluk çocuk demeden bir mahalle içinde adeta imha ediliyorlar" diye konuştu.
AVRUPA'DAKİ IRKÇI FAALİYETLERE DİKKAT ÇEKTİ
Canlı bomba olaylarının sadece Ortadoğu'ya özgü olmadığını tarihin her döneminde her coğrafyada yaşandığını belirten Erdoğan, Avrupa'da yayılan ırkçı söylemler hakkında da eleştirilerde bulundu ve şunları söyledi:
"Biz yıllardır Avrupa'nın, Batı'nın; Ortadoğu'ya Afrika'ya kayıtsız kalan ülkelerin dikkatini buraya çekmek istedik. Biz, "Öldürmenin ırkı, dini, mezhebi, mazereti yoktur, terörün de aynı şekilde insafı, izanı sınırı yoktur. Yanı başında ülkede yaşananlara kayıtsız kalanlar, gün gelip o saldırıların kendi ülkelerini de burabileceğini görmelidir' dedik. Nitekim Avrupa'da son derece acı hadiseler yaşandı. Bosna'da, Kosova'da, Almanya'da, Norveç'te, İngiltere'de, İspanya'da böyle trajik olaylara şahit olduk. Yaşan olayları, "Bir psikopatın işi' deyip geçiştirmek, yaşanacak olaylara zemin hazırlamaktadır. Ortadoğu'da din ve mezhep savaşları arkalarında çok büyük enkaz bırakıyor. Ancak, Avrupa'da çok hissedilir hale gelen ırkçı fikir eylem ve örgütlenmeler de maalesef karamsa r bir manzaranın sinyallerini vermektedir."
"İSTANBUL İNSANLIĞIN AYNASI"
Tüm karamsar tablolara rağmen insanın umutla yaşayacağına inandıklarını söyleyen Erdoğan, yaşananlardan alınan derslerle farklı bir dünyanın mümkün olduğu yönündeki inançlarının da sürdüğünü belirtti. Medeniyetler ittifakını başlatıcısı bir ülke olan Türkiye'nin tarihin savaşlar üzerinden okunmasına karşı çıktığını ifade eden Erdoğan, bunun gelecek nesillere haksızlık olduğunu belirtti ve Türkiye'nin de kuruluş aşamasında onlarca ülkeyle savaştığını, forumun yapıldığı şehir olan İstanbul'un da defalarca kuşatıldığını hatırlattı. "Bu şehrin tarihinden intikam, öfke, husumet, tahammülsüzlük gibi duyguları miras devraldığına şahit olamazsınız. Bu salonda bulunan her misafirimiz İstanbul'da kendi ülkesine kendi tarihine, kendi milletine ilişkin mutlaka bir iz, bir ses, bir lezzet bulacaktır. Bütün insanlık İstanbul aynasında kendisini bulabilecektir. Zira biz geçmişe değil, geleceğe bakıyoruz. Biz öfkenin kabartıldığı değil, dostluğun büyütüldüğü bir dünya arzuluyoruz" diyen Erdoğan bu nedenle medeniyetler çatışması tezine karşı medeniyetler ittifakı tezini savunduklarını belirtti.
"KÜRESEL SORUNLARLA KÜRESEL MÜCADELE ŞART"
Bölgesel melseler kadar tüm dünyayı tehdit eden küresel meselelerin de varlığına dikkat çeken Erdoğan, "Terörden yoksulluğa, çevre kirliliğinden susuzluğa, inanç çatışmalarından ırkçılığa kadar" pek çok önemli sorunun çözüm beklediğini belirtti. Kendi nesillerinin bu sorunların çoğunu önceki nesillerden miras aldığını ifade eden Erdoğan, bu mirası sonraki nesillere bırakmanın haksızlık olacağını söyledi. Küreselleşen kriz, küresel yoksulluk gibi sorunlar karşısında hiçbir ülkenin kendi sınırları içerisine çekilme ve bu sorunlara duyarsız kalma lüksü bulunmadığını belirten Başbakan Erdoğan, küresel sorunların küresel çözüm önerileriyle aşılabileceğini vurguladı ve şunları söyledi:
"Her birimiz küresel vicdanın bir parçasıyız. Gelecek için küresel vicdanı uyandırmalıyız. Bunu her zaman söyledim: "Çocukların ailelerini, ırklarını, ülkelerini, dillerini, inançlarını seçme özgürlüğü yoktur. Bu nedenle her bir çocuk, her bir bebek ailesinin olduğu kadar insanlığın bir üyesidir. Libya'da öldürülen çocuklar Libya'nın olduğu kadar bizim de çocuklarımızdır. Norveç'te öldürülen çocuklar, gençler Norveç'in olduğu kadar bizim de çocuklarımızdır. Filistin'de katledilen yavrular Filistinli anne babaların olduğu kadar bizim de yavrularımızdır. Bugün Hama'da, Humus'ta, Hule'de katledilen masum yavrular Suriyeli çaresiz ailelerin olduğu kadar bizim de çocuklarımızdır. Buna karşısı sesiz kalacak küresel vicdan yarın ateş ocağına düştüğünde ağıdını yakacak kimseyi bulamaz. İşte medeniyetler ittifakı bunun için önemlidir ve küresel vicdanın sesine kulak vermektir."
"HER ZAMAN İYİLER KAZANACAK"
Dünya tarihinde her zaman iyilerin kazandığını, kötülerin ise kaybedip vicdanlarda mahkum olduğunu belirten Erdoğan, sık sık tekrarladığı "Zulme rıza göstermek zulümdür. Zalimlerin yanında yer almak zalimliği benimsemektir" sözlerine de konuşmasında yer verdi. Erdoğan, "İnanıyorum ki gelecekte de sadece3 ve sadece iyiler kazanacak, hak ve hukuk hiçbir zaman kaybeden olmayacaktır" dedi.
"MEDENİYETLER SAVAŞININ YOK EDİLMESİ SÜRECİ"
Medeniyetler ittifakı gibi önemli bir girişimin bugüne kadar gösterdiği gelişime rağmen gerekli mali kaynaklarla donatılamadığını söyleyen Erdoğan, gönüllü katkı esasa dayalı finansal temellerin yetersiz kaldığını ifade etti. Yapılan toplantının bu sorunu aşmaya yönelik olduğunu belirten Erdoğan, projeyi "öngörülebilir bir finansal yapıya kavuşturmak için bir mali takviye mekanizması" geliştirildiğini söyledi. Bugün yapılan konferansın bu mekanizma kapsamındaki ilk taahhüt konferansı olduğunu söyleyen Erdoğan, katılımcılara hitaben "Türkiye gibi sizlerin de medeniyetler ittifakını cömert katkılarınızla destekleyeceğinize eminim. Şuna inanıyorum ki gönülden desteklerinizle medeniyetler ittifakı geleceğe çok daha güçlü taşıyacaktır. Buna tüm gücümüzle destek vermemiz medeniyetler ittifakının medeniyetler çatışmasını yok etmesine yönelik bir süreç olacaktır" diye konuştu.
