Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, ''kurban bağışı kesim ihalelerinde yolsuzluk'' iddialarıyla ilgili görülen davada savcılık esas hakkındaki mütalaasını verdi. Mütalaada, kurban vurgunuyla ilgili çarpıcı ayrıntılar yeralıyor. Özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Sadık Bayındır'ın hazırladığı mütalaaya göre örgüt mensubu sanıklar, vekaleten kurban kesen vakıf ve derneklerin istedikleri rakamın çok altında kurban kestiler. Bunun anlaşılmaması için özellikle sayım ve kesimde akılalmaz hilelere başvuruldu. Başsavcı Bayındır'ın hazırladığı mütalaada, zanlıların vurgunu ve yöntemi tek tek deşifre edildi. Buna göre kesim yerlerindeki görevlileri oyalama yöntemi uygulayan örgüt üyeleri bazı görevlileri taciz etti, bazılarına da müshil içirerek ishal olmalarını sağladı. Böylece ishal olan görevli sürekli lavobaya gittiği için gerçek sayım ve tartım işlemi yapılamadı, çete üyeleri de istediği gibi hareket etti.
Dernek adına tek hayvan kesmediler
Çetenin yöntemi bunlarla da sınırlı kalmadı. Mütalaaya göre çete elamanları, çarpıştırma yöntemi uygulayarak iki vakfın ve derneğin hayvanlarını tek bir derneğe ve vakfa aitmiş gibi gösterdi. Örgüt üyeleri makas yöntemini uygulayarak et kombinası kiraladı ve burada normal olarak kesilen hayvanları sanki dernek ve vakıf için kesiliyor gibi gösterip haksız kazanç sağladı. Diyarbakır usulü yöntemi de uygulayan örgüt üyeleri kesimi yapılan hayvanları mükerrer olarak (ikinci kez) kantardan geçirdi, ayrıca kesim öncesi kontrollerde ve tartımlarda aynı sitemi uyguladı. Savcılığın mahkemeye sunduğu mütalaasında Deniz Feneri Derneği adına kesim mahallinde bulunan Arif Uzun'un örgüt üyelerine uyarılarda bulunduğu, buna rağmen çetenin dernek temsilcilerinin içeceklerine ishal ilacı karıştırarak kesim yerinden uzaklaşmalarını sağladığı vurgulandı.
Mustafa Türk / Star
