Devlet Başkanı Beşar Esad'ın iç kabinesine bombalı saldırı düzenlenen Ulusal Güvenlik Binası, Türk Büyükelçiliği'nden üç bina ileride bulunuyor. Baas Partisi ofisi ile Cumhurbaşkanlığı çalışma binası ise Türk Büyükelçiliği'nin karşısındaki caddede ve üç blok uzaklıkta. Kısa süre öncesine kadar Şam'da görev yapan bir diplomat Esad rejiminin kalbinin attığı Ravda Meydanı'nın önemini şu sözlerle anlattı: "Ankara'da bakanlıklar, devlet kuruluşları nasıl Atatürk Bulvarı'nın çevresinde, Kızılay'da yer alırsa Suriye'de de öyle. Bombalanan Ulusal Güvenlik Bürosu da Türk Büyükelçiliği'nin bir sokak üstünde. Burası bütün güvenlik yapılanmasının merkezidir. Bölgede Cumhurbaşkanlığı ofisi ile birlikte çok sayıda kamu binası ve büyükelçilik bulunuyor." Bir zamanlar diplomat olarak Şam'da görev yapan eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yağış, patlamanın olduğu Ulusal Güvenlik Binası'nı, Türkiye'deki Milli Güvenlik Kurulu'na benzeterek, "MGK toplantılarının Köşkte değil de orada yapıldığını düşünün" dedi. Yakış, Suriye'de Beşar Esad ile birlikte değişimin başladığını ancak Baba Hafız Esad'dan bu yana sistemin ana unsurlarının değişmediğine işaret etti.
EN GÜÇLÜ BAAS
Suriye'de en güçlünün kim olduğu sorusuna da Yakış, "Baas'tır. Baas Partisi, hükümetin üzerinde bir makam olarak düşünülmeli. Esad, Baas'ın çok etkisinde ama Esad gitsin, Baas kalsın ne demek, bunu iyi düşünmek lazım. Eğer Baas kalırsa o zaman Esad gibi liberaller güç kaybetmiş olur" karşılığını verdi. Yakış, Baas yönetiminin istihbarat kadrosunu belirlediğini ve Hafız Esad döneminde istihbaratın başına geçmek için kardeşler arasında yarış olduğunu anımsattı. Beşar Esad ile bunun değiştiğini söyleyen Bağış, "Suriye'de istihbarat tüm kuruluşlardan daha güçlüdür. Kararlar Baas'ta alınır. İstihbaratta uygulamaya geçirilir. Geçmişte Baas'ın çekirdek kadrosuna Alevi olmayan giremezdi. Beşar Esad geldikten sonra göstermelik Sünni ve Hıristiyanlar atandı. Baas ve istihbarattan sonra ise Başkan gelir" dedi.
ANKARA