AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüne ilişkin Adli Tıp Kurumu raporuna değinerek, "1993'teki raporun bir şekilde işlevselliğini yitirdiği ortadadır. Bir kere Cumhurbaşkanının ölüm sebebi bilinmemektedir. Bu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve bizim Türk devlet geleneğimizin en önemli ayıplarından birisidir" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, partisinin Bursa İnegöl İlçe Teşkilatı tarafından düzenlenen Siyaset Akademisi sertifika törenine katıldı. Sani Konukoğlu Konferans Salonu'nda düzenlenen törene, Soylu'nun yanı sıra, İl Başkanı Sedat Yalçın, Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Başkan Yardımcısı Yusuf Şen, AK Parti İlçe Başkanı Bülent Temelli, Tahtaköprü Belediye Başkanı Eşref Yiğit ile parti üyeleri katıldı. Törenin açış konuşmasını yapan AK Parti İlçe Başkanı Bülent Temelli, başta Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu olmak üzere kendilerini yalnız bırakmayanlara teşekkürlerini iletti.
Türkiye'nin düne kadar yüzleşemediği bütün meselelerle bugün yüzleştiğini belirten AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açıklanan Turgut Özal'ın Adli Tıp Kurumu raporuna değindi. Özal'ın vefat ettiği gün otopsi yapılmamasını eleştiren Soylu "Neden bu otopsi o gün yapılmaz ve yaklaşık 20 yıldır bu büyük milletin, hatta bu büyük coğrafyanın kafasında soru işaretleri bırakılır? Elbette ki o gün yapılmayan, eksik bırakılan otopsinin veya adli tıbbın o gün yapacağı araştırmanın derinlemesine savcılığın yapacağı soruşturmanın gereği bugün ancak yapılmaktadır. Kabahati bugün de değil, dün devletin kendi büyüğüne sahip çıkamamasında görmek lazım. Bize yıllarca devletin kutsal bir varlık olduğunu ve devletin en tepesinde ki Cumhurbaşkanının da esas itibariyle o kutsal varlığın en önemli simgesi olduğu anlatılır ve söylenir. Demek ki, böyle bir şey yokmuş. Yani çok net bir şekilde bu çok büyük bir hikayeymiş. Çünkü hala sonucunu bilemediğimiz adli tıp raporundan bile bir kere, adli tıp raporunda çok net bir şey ortada ki, öyle anlaşılıyor. Sayın Özal o gün ki rapora binaen yani kalp krizinden öldüğüne yönelik ortaya çıkan 1993'teki raporun bir şekilde işlevselliğini yitirdiği ortadadır. Bir kere Cumhurbaşkanının ölüm sebebi bilinmemektedir. Bu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve bizim Türk devlet geleneğimizin en önemli ayıplarından birisidir. Bunun 1993 yılında yapılmayıp, bugüne kadar sürüncemede bırakılması, bana göre son derece vahim bir gelişmedir. Ve bu demokrasimizin o gün nerelerde olduğu, bugün ise nerelerde olduğunu göstermektedir. Bir yanda elinde hiçbir bilgi, belge olmadan rahmetli Özal'ın normal olarak öldüğünü söyleyen geçmiş dönemin tanıklıkları var. Bir yanda da bugün elde bir adli tıp raporu var, bir de kamuoyu vicdanı var. Kamuoyu vicdanı bu konuda rahatsızdır. Ama o yıllarda siyaset yapan, o yıllarda devletin görevlileri olanlar da ısrarla Özal'ın eceliyle öldüğünü ortaya koymaktadırlar. Şimdi anlaşılıyor ki, onların söylemleri kamuoyu vicdanın tatmin etmemektedir. Çünkü gittiğimiz, gezdiğimiz, bir şekilde karşı karşıya kaldığımız toplumumuzun insanları bu konuda kendilerinin tatmin olmadıklarını değerlendirmektedir. Elbette ki hükümetimizin temel görevi de, AK Parti'nin temel görevi de bunu aydınlığa çıkartıp, en azından eldeki raporlarla birlikte bir vesileyle milletin vicdanını rahatlatmaktır" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Güneydoğu milletvekilleriyle bir araya geldiği toplantıyı değerlendiren Soylu, "Bu toplantıyı yapmak değil, yapmamak problemdir. Bugün AK Parti hep siyasetin normalini ve doğrusunu yaptığı halde, eski siyaset alışkanlıkları nedeniyle akıllarda 'Acaba ne oluyor?' sorusu gelmektedir. Ama şunu bilmek gerekir AK Parti tam anlamıyla bir istişare evidir. Bir ortak akıl evidir. Bir meşveret evidir. Bunu her nokta da ve her şekilde yapar. Bunu her türlü toplantısında da bir vesileyle gerçekleştirmeye çalışır" şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından AK Parti İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen Siyaset Akademisi'ni başarıyla bitirenlere sertifikaları takdim edildi.
