'Silah değil siyaset zamanı'
Hükümetin sürdürdüğü çözüm süreci nevruz kutlamasında karşılığını buldu. Diyarbakır'da alanları dolduran yüzbinler, halaylar çekip, dünyaya "barış istiyoruz" mesajı verdi PKK lideri Öcalan 5 sayfalık mesajında, silahların susması gerektiğini belirterek güçlerin sınır dışına çıkmasını istedi. Öcalan, "Silahın yerini fikir ve siyaset almalıdır" dedi
Silahların susması için hükümetin kararlılıkla yürüttüğü çözüm sürecinde Diyarbakır tarihi bir adıma sahne oldu. Diyarbakır'daki 2013 nevruz kutlaması, Bağlar ilçesindeki Nevruz Parkı'nda yüzbinlerce kişinin katılımıyla gerçekleşti. PKK lideri Abdullah Öcalan'ın İmralı'dan gönderdiği 5 sayfalık mesajı, İmralı'ya giden ikinci ve üçüncü heyette yer alan BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ile İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder okudu. Buldan'ın Kürtçe okuduğu metni daha sonra Önder Türkçe okudu. Öcalan, mektubunda, özetle şunları söyledi:
CUDİ-ERCİYES'İN DOSTU: Binlerce yıllık bu büyük medeniyeti farklı ırklarla, dinlerle, mezheplerle kardeşçe ve dostça birlikte yaşayan, birlikte inşa eden Kürtler için Dicle- Fırat, Sakarya-Meriç'in kardeşidir. Ağrı ve Cudi Dağı, Kaçkar ve Erciyes'in dostudur. Halay ve Delilo, Horon ve Zeybek'le hısım-akrabadır.
YENİ GELECEĞE UYANIYORUZ: Nevruz ateşiyle yüreği tutuşan, meydanları hınca hınç dolduran yüz binler, milyonlar artık barış diyor, kardeşlik diyor, çözüm istiyor. (...) Bugün artık yeni bir Türkiye'ye, yeni bir Ortadoğu'ya ve yeni bir geleceğe uyanıyoruz.
ORTAK GEÇMİŞ
SİLAHLI DİRENİŞ BİTİYOR: Bugün yeni bir dönem başlıyor. Silahlı direniş sürecinden, demokratik siyaset sürecine kapı açılıyor. Siyasi, sosyal ve ekonomik yanı ağır basan bir süreç başlıyor; demokratik hakları, özgürlükleri, eşitliği esas alan bir anlayış gelişiyor.
AKAN KAN HEPİMİZİN: Akan kan Türküne, Kürdüne, Lazına, Çerkezine bakmadan insandan, bu coğrafyanın bağrından akıyor. Ben, bu çağrıma kulak veren milyonların şahitliğinde diyorum ki; artık yeni bir dönem başlıyor, silah değil, siyaset öne çıkıyor. Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir.
İSLAM BAYRAĞI VURGUSU: Bugün kadim Anadolu'yu Türkiye olarak yaşayan Türk halkı bilmeli ki Kürtlerle bin yıla yakın İslam bayrağı altındaki ortak yaşamları kardeşlik ve dayanışma hukukuna dayanmaktadır. Gerçek anlamında, bu kardeşlik hukukunda fetih, inkâr, ret, zorla asimilasyon ve imha yoktur, olmamalıdır.
1920 MECLİSİNİ ANIMSATTI: : Zaman ihtilafın, çatışmanın, birbirlerini horlamanın değil, ittifakın, birlikteliğin, kucaklaşma ve helalleşmenin zamanıdır. Çanakkale'de omuz omuza şehit düşen Türkler ve Kürtler; Kurtuluş Savaşı'nı birlikte yapmışlar, 1920 meclisini birlikte açmışlardır. Ortak geçmişimizin önümüze koyduğu gerçek; ortak geleceğimizi de birlikte kurmamız gerektiğidir. TBMM'nin kuruluşundaki ruh, bugün de yeni dönemi aydınlatmaktadır.
KARDEŞÇ E BİR MODEL:Ortadoğu ve Orta Asya kendi öz tarihine uygun, bir çağdaş modernite ve demokratik düzen aramaktadır. Herkesin özgürce ve kardeşçe bir arada yaşayacağı yeni bir model arayışı, ekmek ve su kadar nesnel bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bu modele yine Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasının, ondaki kültür ve zamanın öncülük etmesi, onu inşa etmesi kaçınılmazdır.
MİSAK-İ MİLLİ VURGUSU: (...) Misak-ı Milli'ye aykırı olarak parçalanmış ve bugün Suriye ve Irak Arap Cumhuriyeti'nde ağır sorunlar ve çatışmalar içinde yaşamaya mahkûm edilen Kürtleri, Türkmenleri, Asurileri ve Arapları birleşik bir "Milli Dayanışma ve Barış Konferansı" temelinde kendi gerçeklerini tartışmaya, bilinçlenmeye ve kararlaşmaya çağırıyorum.
POLİS UZAKTAN İZLEDİ
KANDİL'DEN İLK YANIT
DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN DİPLOMAT, SİYASETÇİ VE GAZETECİ KATILDI
