Onlar zannediyorlar ki, gerçek tuzak sahibi biziz. Değilsiniz. Sizin tuzaklarınızın üstünde bir tuzak var. O mutlak kudret sahibinin tuzağıdır.
Türkiye 3 Kasım 2002'de statükoya, hortumculara, cuntacılara en güzel cevabı vermiştir.
Ben Kasımpaşa'nın çocuğuyum. Gezi Parkı'nın ne olduğunu çok iyi bilirim.
Orada yeşili katleden bir proje yok. Orada bir şehir müzesi yapalım diyoruz. O yeşillik müzenin içinde olsun.
Türkiye bu tuzağa düşmeyecek, bu oyuna gelmeyecek.
Yıllarca Türk'e durmak yaraşmaz dediler ama durdular. Bunların en iyi bildiği şey durmaktır, durdurmaktır. Bunlar bizi yıllarca eczane kapılarında durdurdular, üniversite kapılarında durdurdular, bunların en büyük hayali Türkiye'nin duran adam olmasıydı. Türkiye'nin yerinde saymasıydı. Biz durmayacağız, bu oyunu da bozacağız.
İlk andaki duyarlı bir kesim hariç, bunlar için çevre, Gezi bahane. En başından beri bunlar Türkiye'ye, ekonomiye, demokrasiye kastetmiş durumdalar.
Perde gerisinde büyüyüp güçlenen Türkiye var.
Bu olaylarla "çözüm süreci"ni engellemek istiyorlar. Terörün sona ermesinden rahatsız oluyorlar. Biz çözüm süreci için sabotajlar olabilir dedik. İşte bu son olaylar bu sabotajlardan biridir.
Alevi kardeşlerime Alevi vatandaşlarıma buradan samimiyetle sesleniyorum. Huzurumuzu ve kardeşliğimizi bozacak tuzaklara karşı lütfen dikkatli olun. Bu ülkeye yeni acılar yaşatmak isteyenlerin oyunlarına lütfen gelmeyin.