TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Parlamento'da gazetecilerin sorularını yanıtladı.
CHP İstanbul Milletvekili Şafak Pavey'in, "TBMM Genel Kurulu'na pantolonla girmek için İçtüzük'te bir düzenleme olması ya da bir gerekçe ile
düzenlenmesi" yönünde açıklamaları olduğunun anımsatılması üzerine, Çiçek, şöyle konuştu:
"Meclis Başkanlığı'na seçildiğim ilk günlerde bir arkadaşımız bana geldi. Meclis Başkanvekilleri henüz seçilmemişti, birleşimleri ben yönetiyordum. Kendisinin pantolonla girip giremeyeceğini bana sordular. Ben de benim yönümden hiç bir sakıncı olmadığını, rahatlıkla girebileceğini ifade ettim. Bugün de kanaatim odur. Ama arkadan 4 siyasi partiye mensup kadın milletvekilleri içtüzük değişikliği yönünde ortak bir çaba ortaya koydular. Bu da Genel Kurul'a kadar geldi. Sonra verilen bir önerge sebebiyle, tekrar Anayasa Komisyonu'na çekildi.
Benim yönümden bir proplem yok. Sayın Pavey ne zaman isterse pantolonlu olarak gelebilir ama İçtüzük deniyorsa... Bununla ilgili de zaten epey
mesafe kat edilmiş komisyonda. Anayasa Komisyonu... Gerekiyorsa grup başkanvekillerimiz hemen konuşurlar, önümüzdeki hafta onu da çıkarabiliriz. Yani iş bu kadar kolay. Bu soru konusu olacak bir konu değil. Ayrıca hiç geciktirmeye de gerek yok. Ya bir maddelik şeyi hemen getirirler; illa da düzeltilsin, açıklığa kavuşsun isteniyorsa zaten grup başkanvekillerimizle beraber İçtüzük çalışması yapıyoruz. 21 madde kalmıştı. 2 toplantı yaptılar. Orada da düzenlenebilir ama hiç geciktirmeye gerek yok. Ama kendisi yönünden hiç bir başkanvekili arkadaşımızın itirazının olacağını zannetmiyorum."
TBMM Başkanı Çiçek, "Genel Kurul'daki dünkü tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, "Olumlu buluyorum. Türkiye'nin demokratik
olgunluğu açısından fevkalede önemli bir tablo" yanıtını verdi.
Bu işin çözümlenmesi için Meclis içinde ve dışında halen görevde olan ve geçmişte görev yapmış parti genel başkanlarının katkısı, talebi ve beyanı olduğunu ifade eden Çiçek, şunları kaydetti:
"Çünkü bu, dünden bugüne gündemde olan bir konu değil, en az 25 yıllık, 30 yıllık hatta 40 yıllık geçmişi olan bir konu. Ben üniversitede iken
bile Hatice Babacan - ilahiyat fakültesindeydi zannediyorum - o zaman, 1960'lı yılların sonunda bile böyle bir sorun vardı. Çok şükür uzlaşmayla, anlaşmayla, olgunlukla çözüldü. Buna katkı veren siyasi partilerimizin genel başkanları, grup başkanvekilleri, dün konuşma yapan arkadaşlarımız ve hiç şüphesiz Meclis'i büyük bir dirayetle yöneten Meral Akşener'e, emeği geçen herkese, - basın mensuplarının da sivil toplum örgütlerinin de katkısı var- teşekkür ediyorum. Şimdi bu geride kaldı. Esas bakacağımız husus şu: Dünkü tablo, atmosfer, hoşgörü ve anlayış emin olun Türkiye'de 1-2 yıl siyasete egemen olsa, bugün sorduğunuz soruların hiçbirisi sormazsınız. Kısa sürede biz bunları çözeriz. Çünkü halkımız büyük bir demokratik olgunluğa erişti zaten.
Dün Meclis'te ortaya konan tabloyu, milletimiz çok önceden ortaya koymuştu. Milletin büyük bir kısmında zaten proplem yoktu, siyasette ve
aydınlarda proplem vardı, milletimiz arasında böyle bir problem yoktu. Onun için dün TBMM, tarihine yakışan, vakarına uygun bir tablo ortaya koydu. Bununla bizim dertlerimiz, sıkıntılarımız bitmiş olmuyor, yapmamız gereken daha pek çok reform var. İnanç gruplarından tutun, siyasetin bir çok konusu, proplemi var. Hukukumuzda bir çok yanlış kurallar, uygulamalar var. Bunlar değişmediği sürece somut olaylarda hepimiz üzülüyoruz, sorun yaşıyoruz. Onun için dünkü olgunluk, anlayış, tolerans, önmüzdeki sorunların çözümünde de eğer siyasete egemen olursa, biz Meclis'in itibarını daha da artırmış oluruz, siyasete güven daha da artmış olur. İddia ettiğimiz husus şu ki Türkiye'nin her sorunu TBMM'de çözülecektir, çözüm adresi burasıdır diyoruz. İşte bundan sonraki sorunları da burada çözeriz."
"Dünkü oturumdaki kadın milletvekillerinin konuşmalarını nasıl değerlendirdiğinin" sorulması üzerine Çiçek, "Herkes çok doğru şeyler söyledi.
Bundan herkesin gerekli dersi çıkarması lazım. Bu yaşadığımız olaylardan da gerekli dersi çıkarmaları lazım" dedi.
"Rövanşist anlayış doğru olmaz"
Cemil Çiçek, bazı olaylar sebebiyle Türkiye'de taşkınlıklar, cebir ve şiddet yöntemlerine başvurulduğu zaman söylediği bir şey olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"(Türkiye'de 25 yılı aşan bir süredir başörtüsü sorunu var. Hak talep ettiler ama hiç birisi cebir ve şiddete başvurmadı) dedim. Protestolar yaptılar,
imza kampanyaları yaptılar, mitingler yaptılar ama hiç birisi kamu aracını yakmadı, devlet binasını tahrip etmedi, hiç birilerinin eylemlerinden dolayı başkalarının ticareti engellenmedi, parklar, caddeler, lambalar kırılıp dökülmedi. Demek ki kırıp dökmeden de hak talep edip, hakkı elde etme imkanı var. Bu açıdan baktığımızda da dünkü olay hepimize bir çok şey öğretiyor. Yalnız geriye de takılıp kalmamak lazım. Dünkü yaşanan tabloyu da bağlamın dışında değerlendirmemek lazım. Rövanşist bir anlayış, yaklaşım bence çok doğru olmaz, o yeni sıkıntılara sebebiyet verir. Olgunlukla olup biteni değerlendirirsek, hepimizin yararına olur."
"Bu tablo güzel tablo"
"Bu tablo Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalarını olumlu etkiler mi?" sorusuna Çiçek, "Teker teker her konu için söylemeyeyim ama bu tablo güzel bir tablo. Uzlaşı lafı zaten kulağa hoş gelen bir şey. Ama bunun arkasına güzel örnekler koymak lazım. Dünkü güzel bir örnekti. İnanıyorum ki bundan sonra Türkiye'de siyasi tartışmalar yapılırken 31 Ekim tarihli birleşim bir mehaz teşkil edecektir. İnanırım ki bu başkalarına da tesir etsin. İyi ve yeni bir Anayasa'yı da milletin önüne koyalım."
