Başbakan Tayyip Erdoğan, Fethullah Gülen'in memleketi Erzurum'da gövde gösterisi yaptı. Dadaşların yoğun ilgisiyle karşılanan Erdoğan, okyanus ötesinde yaşayan Gülen'e kendi memleketinde gözdağı verdi. Dadaşlar ise açtıkları pankartlarla Fethullah Gülen'e geçmişte söylediği sözleri hatırlattı. Kasetlere, montajlara, dublajlara, iftiralara boyun eğmediklerini vurgulayan Erdoğan, "Bu yetkiyi millet verdi, millet git deyince gideriz. Hele hele Pensilvanya'dan ülkeyi karıştırmaya çalışan fitnecilere asla izin vermeyiz" diye konuştu. Erdoğan, Rize, Artvin ve Erzurum'da şunları söyledi:
BOYUN EĞMEDİK:
Türkiye'nin karşısında olan, büyümesinden rahatsız olanlar var. İktidarın milletten alınıp seçkinlere devredilmesine biz göz yummadık. Kasetlere, montajlara, dublajlara, iftiralara boyun eğmedik. Bu yetkiyi millet verdi, millet 'git' deyince gideriz. Hele hele Pensilvanya'dan ülkeyi karıştırmaya çalışan fitnecilere asla izin vermeyiz.
YALAN SÖYLÜYORSUN:
"Said Nursi'yi seviyorum" diyorsun yalan söylüyorsun. Said Nursi kaçıp gitmedi. Onu Sibirya'ya sürdüler, o memleketine kaçıp geldi. Sen niye Pensilvanya'da duruyorsun? Sormuşlar inzivaya çekilmiş. Ya inziva yeri orası mı? Mekke'ye git, Medine'ye git, Erzurum'a gel, Konya'ya gel. Ya bu topraklarda inzivaya çekilmek için bizim nelerimiz var ya? Hacı Bayram-ı Veli Ankara'da inzivaya çekilmiş. İnzivaya çekildiği yerin içine girince şaşırdım, iki büklüm girdim. Gerçek münzeviler bunlar ya.
NE CEKETMİŞ:
"Bir ceketim var başka bir şey yok" diyor. Nasıl bir ceket ise içine CHP, MHP, şirketler, rafineriler, anayasalar türlü türlü fitneler, tespihler sığıyor.
PARTİ KURMAZ, CHP AMADE:
İnanın bunlar dağıttı, ne yaptıklarının farkında değiller. Hz. Cebrail'e oy vermeyen adam sen CHP'ye nasıl oy veriyorsun? Unutmayın ben burada bir hükmü açıklıyorum. Kişi sevdikleri ile beraber haşrolunacaktır. Pensilvanya sen Kılıçdaroğlu ile Bahçeli ile haşrolunacaksın. Bu kadar kelepir partiler varken neden parti kursun? İşi taşerona vermiş, emrine amade CHP, MHP var.
SADİ HOCA'YA İFTİRA ATTI:
Bu Pensilvanya'daki zat gençliğinde Erzurum'da Alvarlı Efe Hazretlerinin yanına, medresesine gidip geliyor. Kendi yazdığı kitapta Alvarlı Efe Hazretlerinin torunu olan Sadi Hoca'dan ders aldığını, Sadi Hoca'nın tecrübesiz ve bilgisiz olduğunu, aralarındaki anlaşmazlık nedeniyle medreseden ayrıldığını söylüyor. Hem Sadi Hoca'dan ders aldığını söylüyor diğer taraftan da bilgisiz olduğunu söylüyor. Bir gazeteci hanım kardeşimiz, Sadi Hoca'nın torunu Nakip Efendi'ye ulaşmış, işin aslını sormuş. Nakip Efendi de meselenin aslını anlatmış. Bir gün medreseye jandarmalar geliyor Sadi Efendi'nin kollarına kelepçe takıyor, karakola götürüyor. Erzurum ayağa kalkıyor, halk karakolun önüne yığılıyor.
YALANLA TUTUKLATTI:
Kısa süre sonra hadise anlaşılıyor, Sadi Efendi'den şikayetçi olan genç Pensilvanya'daki zaat. Biliyor musunuz, Jandarmaya gitmiş, 'Sadi Efendi, Atatürk aleyhine konuşuyor' diye şikayette bulunmuş. Bu yalanla da Sadi Efendi'yi tutuklattırmış. Görüyorsunuz değil mi, takiyenin, fitnenin, yalanın ne zaman başladığını biliyorsunuz değil mi?
PENSİLVANYA'YA ALDANDIK:
Pensilvanya'daki uzantının hesaplarına aldandık. İyi niyetimizin kurbanı olduk. Hükümet olarak Pensilvanya'nın yalanlarına maalesef aldandık. Başka niyetlerle yol yürüdüğünü bilemedik. Başkalarının hesabına çalıştığını maalesef bilemedik.
BAŞBAKAN'A 'HAİN' DİYEN BEDELİNİ ÖDEYECEK:
Her şey artık ortada. Bu ülkenin başbakanına 'hain' diyecek kadar seviye kaybına uğrayan bedelini ödeyecek. Elhamdülillah bizim bu ülkede ihanetimiz olmadı ama sen 99'da bu ülkeden kaçıp gittin.
TÜRKÇE OLİMPİYATLARI BİTTİ:
1999'da kaçıp gitti, ben bağırıyorum "ya Türkiye'ye dönsene". Gelmiyor Türkiye'ye. Bundan sonra Türkçe Olimpiyatları falan hikaye yapamazlar. Artık kapalı spor salonlarıydı geç o işi geç, kapandı o defter. Artık bir delikten bir daha sokulmayız, bitti bu iş.
'İNTİHAR KOMANDOSU YARGI MENSUPLARI'
"Düşünebiliyor musunuz, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanını, Cumhurbaşkanını, dinleyeceksin, Meclis Başkanı'nı, bakanları dinleyeceksin... Bir başbakanı dinleyemezsin. Böyle bir hak yok. Ama bunların intihar komandosu yargı mensupları var. Dinliyorlar, dinlemeyle kalmıyorlar bir de oraya işin düştüğü zaman onları alıyorlar bir kapıdan alıp öbür kapıdan bırakıyorlar. Yazık ya yazık, montajlar var, dublajlar var öyle mi?"
