Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, 17 Aralık operasyonunu tezgâhlayanların, hükümete yönelik sivil darbeyi yolsuzluk iddia ve ithamlarının altına gizlediğini ifade etti. Ahmet Gündoğdu sorularımıza şu cevapları verdi:
*
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin TBMM'yi yok saymaya ilişkin tutumu için ne diyorsunuz?
Unutulmamalıdır ki 13. Ağır Ceza Mahkemesi 7 ayı aşkın bir süredir gerekçeli kararı yazmamıştır. 7 aydır gerekçeli kararı yazamayan mahkeme, Meclis'in yasama yetkisiyle özel yetkili mahkemeleri sona erdirmesi ve Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla bitmiştir, mülgadır. 7 ayda gerekçeli kararı yazamıyor Anayasa Mahkemesi'ne müracaattan bahsediyor. Bu olay dâhil son süreçte yaşadığımız tüm olayların ortak bir senaryonun parçaları olduğunu düşünüyorum.
GEZİ'NİN DEVAMI
*
17 Aralık operasyonu hakkında farklı değerlendirmeler gelmeye devam ediyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz süreci?
Gezi süreciyle başlayan küresel operasyon devam ediyor. Yani 17 Aralık Gezi'nin devamı ve kuklaya değil kuklacıya bakmalıyız. 17 Aralık operasyonunu tezgâhlayanların yolsuzluk iddia ve ithamlarının altına gizlediği, yetim hakkıyla kamufle etmeye çalıştığı sivil darbe hedefi gün gibi ortaya çıkmıştır. 17 Aralık'la birlikte ortaya çıkan "Büyük Türkiye" hedefini akamete uğratmaya dönük sivil vesayet çabası ve paralel devlet yapılanması, milleti ve devleti demokratikleşme, özgürleşme yolculuğundan döndürmemelidir. Yorulmadan daha demokratik devlet, daha özgür millet hedefine uzanmalıyız. 12 Eylül 2010 referandumuyla daha da netleştirdiğimiz yol haritasına sadık kalmalı, hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik sosyal hukuk devletini tesis etmeliyiz. Paralel devleti ve uzantılarını, yolsuzluk iddialarını hukukun evrensel kurallarına, adil yargılamaya ve bağımsız yargıya dair ilkelere sadık kalarak açığa kavuşturmalıyız.
*
Peki Türkiye'den neden rahatsızlar?
Türkiye kendi iç sorunlarını çözerse sadece süper güç olmayacak, Ortadoğu'ya örnek bir ülke durumuna gelecek. Bu terörist devletlerin işine gelmez. 17 Aralık'ta Türkiye hedef alındı çünkü Başbakan Erdoğan, Davos'ta "one minute" dedi. Mavi Marmara sonrası sergilenen dik duruş ve İsrail'in çaresizliği ortada. Sonra Türkiye BM'nin çarpık demokrasi anlayışına rest çekti, Suriye'de mazlumlara destek verdi. Milli birlik ve kardeşlik projesi ile sorunlarla yüzleşilip kardeşlik hukuku içinde çözüm aranmaya başlandı. Yaklaşık bir yıldır çatışma yok, analar çok şükür ağlamıyor, saflar ise her geçen gün sıklaşıyor. İşte tüm bunlar terörist devletleri panikletti. İçerideki iş birlikçileriyle birlikte çirkin bir senaryo sahnelemeye başladılar. Ancak maske erken düştü, figüranların kimlere hizmet ettiği anlaşıldı. Son operasyonda, hedef AK Parti Genel Başkanı değil Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı ve Türkiye'dir. Bu yüzden, kime oy verdiği, hangi ideolojiden olduğu, hangi cemiyetin mensubu olduğuna bakmadan herkes bu operasyona karşı ortak tavır almalıdır. "Büyük Türkiye", sadece 76 milyon insanımızın değil, bütün İslam âleminin hatta bütün insanlığın huzurunu, gözetecek bir kutup yıldızı olacaktır.
YARGI KEYFİYETİ...
*
Anayasa Mahkemesi'nin Başbuğ kararı ve tutukluluk süresini 5 yıla indiren düzenleme sonrası tahliyeleri nasıl okumak lazım?
Gerçekleşen tahliyelerin bir kısmı yasa kaynaklı zorunluluk, büyük bir kısmı yargı organlarının gerekçeli kararı geciktirme keyfiyetinin eseridir. Verilen tahliye kararları suçsuzluk ya da beraat ilanı değil, yargının ağır işleyişinden kaynaklanan bir durumdur. Unutmayalım ki ilk derece mahkemeleri bu kişilerin mahkûmiyetine karar vermiş ve büyük çoğunluğunu müebbet hapse varan cezalarla mahkûm edilmelerini sağlamıştır.
*
Memur-Sen'i, Türkiye'nin en büyük emek örgütü. Memur- Sen'in yeni hedefi nedir?
Biz, bu ülkenin ve milletin, medeniyet coğrafyamızın, dünya mazlumlarının özlemini duyduğu ve dualarıyla desteklediği Büyük Türkiye'yi hayata geçirmekten sorumluyuz. Hedef 15 Mayıs'ta en az 850 bin üye, Hedef Büyük Türkiye...
