Başbakan Tayyip Erdoğan, paralel yapıyla mücadelede susanlar ya da tarafsız gibi duranlara mesaj vererek, "İstiklalimize yönelik saldırı karşısında susanlar ya da tarafsız gibi duranlar, inanın başını kuma gömmüş devekuşundan farksızdır" dedi. 1 Temmuz'da AK Parti'nin adayı açıklanmadan önce yeni Cumhurbaşkanı'ndan beklentileri "Protokol cumhurbaşkanı olmayacak. Devlet ile millet arasındaki mesafeyi kaldıracak. Seçilmiş hükümet ile Cumhurbaşkanı, ülkeyi birlikte idare edecek" şeklinde sıralayan Erdoğan, şunları söyledi:
ALÇAKSIN, ADİSİN: Konuşmasına bakıyorsunuz, Bahçeli'nin ağzından salyalar akıyor. Bugün yine iftiralarla dolu, yolsuzluklar şu bu filan falan. Kalkıp evladıma Hazine arazilerinin tahsisinden bahsediyor. Bakın bu kürsüden söylüyorum. Terör örgütü başıyla aynı sofraya oturup oturmamaktan bahsediyor. Ey Bahçeli, bunları ispat edemezsen alçaksın, adisin.
SİNSİ İHANET ŞEBEKESİ: AK Parti'nin 12 yılda tesis ettiği özgürlük, istikrar ve güven ortamını Türkiye'nin büyümesi ve güçlenmesi yerine, kendi hırsı ve ikbali için kullananlar da oldu. Görünürde öğrenci yetiştiriyor, yoksulun elinden tutuyorlardı. Ama öyle bir noktaya gelindi ki zalim ile batılın aynı olmadığını hem bizler, hem aziz milletimiz gördü. 40 yıl boyunca cemaat maskesi altında, ince ince, son derece sinsi şekilde bir ihanet şebekesinin inşa edildiğini gördük. Kendilerine rakip olan herkesi, hatta bizzat arkadaşlarını, telefonlarını dinleyerek, yatak odalarını gözetleyerek, şantaj yaparak, iftira atarak safdışı bırakma gayretine girdiler. Öyle bir azgınlık seviyesine ulaştılar ki Türkiye'yi topyekün kontrol altında tutmak, istikametini tek başlarına belirleme şehvetine kapıldılar.
MASKELERİ DÜŞTÜ: Maskeleri düştü, gerçek yüzleri ortaya çıktı. Dertlerinin talebe yetiştirmek, yoksulların elinden tutmak olmadığı, iktidar, güç, hırs ve ikbal olduğu ortaya çıktı. Başta emniyet ve yargı içine yerleştirdikleri maşaları aracılığıyla kendi faaliyet alanları dışında, hatta meşruluk çerçevesinin, helal dairesinin dışında teşebbüslere giriştiler. Bize farklı göründüler. Ama gizliden gizliye başka işlerin içine girdiler. Bunların bizim dönemimizde büyüdükleri, geliştikleri, güç kazandıkları iddiası tamamen asılsız bir iftiradır.
BÖCEĞİ 2 YILDIR ÖRTÜYORLAR: Bazıları soruyor, böcekte neden iki yıl beklediniz? Biz beklemedik ama onlar maşaları yoluyla iki yıldır bu soruşturmanın üzerini örtüyor, bugün de hala örtmenin hayasızca, ahlaksızca mücadelesini veriyorlar. Sırf kendileri gibi düşünmüyor diye, sırf deşifre ediyor diye, masum insanları dahi nasıl zindana attıkları tek tek ortaya çıkıyor. 'Darbeyle, darbe girişimleri ile mücadele ediliyor' görüntüsü altında, gerçek zanlıların yanında masum insanların da nasıl mahkum edildiği ortaya çıkıyor.
YARGI CESUR OLMALI: Özellikle yargı, kendi içine sirayet etmiş bu urun temizlenmesi için çok daha cesur olmak zorundadır. Bir ülkenin başbakanının ofisine dinleme cihazı konulması sadece o başbakanın şahsına değil, o ülkenin tamamına yapılmış çok büyük bir ihanettir.
GAZETECİLER HER GÜN İFADE VERİYOR: Pensilvanya çetesi hakkında "yazı yazdı" diye hergün gazeteciler savcıya ifade veriyor. Pensilvanya şebekesi hakkında "kitap yazma hazırlığı yaptı" diye insanlar mahkum ediliyor. Ama Başbakan'ın ofisine dinleme cihazı koyan zanlılar ellerini kollarını sallayarak dolaşıyor.
CHP VE MHP'Yİ DE HANÇERLEYECEK: CHP ve MHP, Pensilvanya çetesinin arkasında. İşlerini görecek, son kullanma tarihleri geçince onları da sırtından hançerleyecekler.
DEVEKUŞU GİBİ: Beyler, bu Recep Tayyip Erdoğan'ın meselesi değil, devletin, milletin meselesi. Sanmayın ki bana, aileme, partimize, hükümetimize saldırıyorlar. Sanmayın ki kelle aldıkları zaman dönüp gidecekler. Bunlar içerideki maşaları, hainleri kullanan Türkiye düşmanlarıdır. Türkiye'yi topyekün esir almadıkça da durmazlar. İstiklalimize yönelik saldırı karşısında susanlar ya da tarafsız gibi duranlar, inanın başını kuma gömmüş devekuşundan farksızdır. Onlar kendilerinin görülmediğini zannediyorlar ama millet de bizler de onları görüyor, kim olduklarını çok çok iyi anlıyoruz, biliyoruz. ANKARA
AK PARTİ ADAYI 1 TEMMUZ'DA
AK
Parti, Cumhurbaşkanı adayını 1 Temmuz'da açıklayacak. AK Parti Genel Sekreteri Haluk İpek, Cumhurbaşkanı adayını 1 Temmuz Salı günü açıklayacaklarını söyledi. AK Parti Grup toplantısı öncesinde Meclis'te gazetecilerle sohbet eden İpek, Cumhurbaşkanı adayını 1 Temmuz Salı günü Ankara Ticaret Odası (ATO) Salonu'nda saat 11.30'da açıklayacaklarını bildirdi. İpek, toplantıya, il ve ilçe başkanları, belediye başkanları, kongre delegeleri, eski ve yeni milletvekilleri, parti kurucuları, MKYK, MYK, Gençlik ve Kadın kolları üyelerinin de katılacağını kaydetti. ANKARA
'BAŞBAKAN ADAY İLAN EDİLECEKTİR'
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, partilerinin Cumhurbaşkanı adayının büyük ihtimalle Başbakan Tayyip Erdoğan olacağını açıkladı. Kurtulmuş, "Çok büyük ihtimalle sayın Başbakan, Cumhurbaşkanı adayımız olacak" dedi. AHaber'de Murat Yetkin'in canlı yayın konuğu olan Numan Kurtulmuş, "Başbakan, bütün istişareleri yaptı. 1 Temmuz günü AK Parti'nin adayı olarak ilan edilecektir" derken, Erdoğan'ın, "ters köşe" açıklamasını ise "Henüz süreci bitirmediği için ben böyle yorumluyorum" sözleriyle değerlendirdi. Erdoğan'dan sonra Başbakanlık koltuğuna kimin oturacağına ilişkin ise Kurtulmuş şunları söyledi: "Kimin Başbakan olacağını konuşmak seçmenin iradesine saygısızlıktır. Onun da zamanı gelir. Önce Cumhurbaşkanlığı sürecini aşalım. Benzer istişare süreçleri içinde Başbakan'ın kim olacağını da belirleyip yolumuza devam edeceğiz. Sayın Başbakan'ın konumu ne olursa olsun, AK Parti siyasi hareket olmuştur."
ADAY KİM OLURSA OLSUN...
"Cumhurbaşkanı adayımız kim olursa olsun AK Parti'nin istikametinde, heyecanında, gücünde ve iradesinde hiçbir değişiklik olmayacak. Bu konudaki tartışmaları hem gereksiz hem de art niyetli tartışmalar olarak görüyorum. Önemli olan AK Parti'yi kimin yönettiği değil, AK Parti'nin ne olduğudur."
'HEDEF CUMHURBAŞKANLIĞI'
"Şu anda bizim hedefimizde sadece Cumhurbaşkanlığı seçimi vardır. ' 2015'te ne olacak? 2015'ten sonrası nasıl gidecek' bunları konuşmanın, şu andaki Cumhurbaşkanlığı sürecimize maalesef yanlış bir yaklaşım türü olduğunu hatırlatmak isterim. Küçük hesapların peşinden küçük insanlar koşar."
'MÜCADELEDEN VAZGEÇMEM'
"Yalnız kalsam, tek başıma kalsam da ben bu mücadeleden asla vazgeçmem, ama bu yolda yalnız olmadığımı sizlerle zaten biliyorum."
