Türkiye'nin Musul Konsolosluğu, 11 Haziran'da kenti ele geçiren Irak Şam İslam Devleti Örgütü'nün (IŞİD) hedefi oldu.
900'den fazla militanla düzenlenen baskında, Başkonsolos Öztürk Yılmaz'ın da aralarında bulunduğu 49 konsolosluk personeli ve aileleri, konsolosluk binasından çıkarılarak şehrin başka bölgesine götürüldü.
IŞİD, KONSOLOSLUĞU YAĞMALADI
Konsolosluğa girmeye çalışan militanların, güvenlik personelinin kapıları açmaması üzerine bombalı saldırı tehdidinde bulundu. Bunun üzerine konsolosluk görevlileri kapıyı açmak zorunda kaldı. IŞiD, Türk Başkonsolosluğu'ndaki yiyecek maddelerinin yanı sıra muhimattı da yağmaladı ve binadaki Türk bayrağını indirdi.
Türk personel ve aileleleri rehin alınırken, konsolosluktaki Iraklı personel serbest bırakıldı. Personel ve ailelerin, herhangi bir kötü muameleye maruz bırakılmadıkları, sağlık durumlarının iyi olduğu ifade edildi.
REHİNELERİ BIRAKIN ÇAĞRISI
O dönem Başbakan olan Erdoğan 11 Temmuz'da IŞİD'e "Rehineleri artık bırakın" çağrısı yaptı, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz 3 Ağustos tarihinde yaptığı açıklamada, "Belki yarın, öbür gün gelebilirler" dedikten sonra, "Tarih vermek olmaz" açıklamasında bulundu.
REHİNELERİN BIRAKILMASI İÇİN AŞİRET LİDERLERİ DEVREYE SOKULDU
Türkiye'nin Başkonsolosluk'ta rehin alınanların bırakılması için dün Kerkük'ün ileri gelen aşiret liderini devreye soktuğu belirtildi. Türkiye aşiret liderleri aracılığıyla IŞİD'e ulaştı ve rehinelerin serbest bırakılması için temaslar yapıldı.
BARZANİ: YARDIM İSTENMEDİ
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani," Musul'daki olayların yaşandığı gece Sayın Davutoğlu'yla bir kaç defa görüştüm. Bizden oradakilere göz kulak olmamızı istedi. Konsolosunuzu iki defa arayıp ne yapabileceğimizi sordum. Tahliye teklif ettim. Ama iyi durumda olduklarını ve yardıma ihtiyacı olmadığını söyledi. Doğrusu çok şaşırdık. Sanıyorum başkonsolos bir değerlendirme hatası yaptı. Bildiğimiz kadarıyla bir noktada Dicle'nin batısında, şehrin Kürt bölgesinde tutuluyorlardı ama oradan başka yere götürüldüler. " dedi.
MUHALEFET "SEÇİM MALZEMESİ" DEMİŞTİ
Kaçırılan 49 Türk vatandaşıyla ilgili muhalefet, hükümetin durumu seçim malzemesi olarak kullanacağı, hatta seçimlere az bir süre kala rehinelerin serbest bırakılacağı iddiasında bulundu.
49 KONSOLOSLUK ÇALIŞANI NASIL KURTARILDI?
IŞİD'in elinde bulunan 49 Türk vatandaşı serbest kaldı. Rehinelerin 3 katlı bir binadan teslim alındığı bildirildi. Rehinelerin 8 kez yer değiştirdiği ifade edilirken güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre rehinelerin kurtarılması için IŞİD'e fidye ödenmedi.
IŞİD'in alıkoyduğu 49 Türk vatandaşının nasıl serbest kaldığıyla ilgili bilgiler ortaya çıkmaya başladı.
Musul'da rehin alınanları kurtarma operasyonu MİT Dış Operasyonlar Daire Başkanlığınca (DOP) tamamen "yerli bir operasyon" olarak yürütüldü.
Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, 49 konsolosluk çalışanı 101 gün içinde 8 kez yer değiştirdi.
Bu yer değiştirmeler hem MİT elemanları hem de uydu üzerinden adım adım takip edildi. MİT'in personel ve ailelerinin nerede olduğundan hep haberi vardı.
MİT, Musul'daki rehin alınma olayının ardından İŞID'in bölgede daha önce gerçekleştirdiği tüm rehin alma operasyonlarını analiz ederek, bir strateji geliştirdi ve bu çerçevede sonuca ulaştı.
Musul'da rehin alınanlar, bugüne kadar 5-6 kez kurtarılma aşamasına geldi ancak bu girişimler bölgedeki savaş ortamı nedeniyle sonuca ulaşmadı, operasyon bugüne kaldı.
Aynı kaynaklar, kurtarma operasyonu sadece Türkiye'nin gerçekleştirdiğinin ve hiçbir şekilde yardım alınmadığının altını çizdiler. Başba bir ülke ya da istihbarat kurumunun desteğini alınmadığına vurgu yapıldı.
FİDYE ÖDENMEDİ
Güvenlik kaynaklarının verdiği bilgiye göre IŞİD'in elinde bulunan ve bu gün sabaha karşı kurtarılan 49 Türk vatandaşı için fidye ödenmedi, bırakılmaları karşılığında herhangi bir şart kabul edilmedi..
