Türkiye'nin en iyi haber sitesi
Dolmabahçe Sarayı

Dolmabahçe Sarayı, Avrupa sanatı üslûplarının bir karışımı olarak 1843-1856 yılları arasında inşa edilmiştir.

Giriş Tarihi: 11.06.2013 20:12 Güncelleme Tarihi: 25.01.2018 16:26
Sultan Abdülmecit'in mimarı Karabet Balyan'ın eseridir. Osmanlı Sultanlarının her devirde birçok sarayı bulunurdu. Ancak esas saray olan
Topkapı Sarayı, Dolmabahçe Sarayının tamamlanmasından sonra terk edilmiştir. Dolmabahçe Sarayı 3 katlı, simetrik planlıdır. 285 odası ve 43 salonu vardır. Denizden 600 metrelik bir rıhtımı,kara tarafında ise birisi çok süslü 2 abidevi kapısı vardır. Bakımlı ve güzel bir bahçenin çevrelediği bu sahil sarayının ortasında, diğer bölümlerden daha yüksek olan tören ve balo salonu yer alır.

Sarayın giriş tarafı Sultanın kabul ve görüşmeleri, tören salonunun diğer tarafındaki kanat ise harem bölümü olarak kullanılmıştı. İç dekorasyonu, mobilyaları, ipek halı ve perdeleri ve diğer tüm eşyası eksiksiz olarak, orijinaldeki gibi günümüze gelmiştir. Dolmabahçe Sarayı mevcut hiçbir sarayda bulunmayan bir zenginlik ve ihtişama sahiptir. Duvar ve tavanlar devrin Avrupalı sanatkârlarının resimleri ve tonlarca ağırlığında altın süslemeleri ile dekore edilmiştir. Önemli oda ve salonlarda her şey aynı renk tonuna sahiptir. Bütün zeminler birbirinden farklı, çok süslü ahşap parke ile kaplıdır. Meşhur Hereke ipek ve yün halıları, Türk sanatının en güzel eserleri, birçok yerde serilidirler. Avrupa ve Uzak doğunun ender dekoratif el işi eserleri sarayın her yerini süslerler. Pırıl, pırıl kristal avize, şamdan ve şömineler sarayın pek çok odasında güzelliklerini sergilerler. Dünyadaki saraylar içerisinde en büyük balo salonu buradakidir. 36 m. Yüksekliğindeki kubbesinden ağırlığı 4.5 ton olan devasa kristal avize asılı durur. Önemli siyasi toplantılarda, tebrik ve balolarda kullanılan bu salon, önceleri alttaki, fırına benzer bir düzen ile ısıtılırdı. Saraya kalorifer ve elektrik sistemi daha sonraları eklenmiştir. 6 Hamamdan Selamlık bölümündeki, eşi olmayan, güzel oymalı alabaster mermerleri ile dekorludur. Büyük salonun üst galerileri orkestra ve diplomatlar için ayrılmıştı.

Uzun koridorlar geçilerek varılan harem bölümünde, sultan yatak odaları ve sultanın annesinin bölümü ile diğer kadın ve hizmetkârların bölümleri bulunmaktadır. Sarayın kuzey eklenti bölümü şehzadelere tahsis edilmişti. Girişi Beşiktaş semtinde olan yapı Resim ve Heykel Müzesi olarak hizmet vermektedir. Cumhuriyet döneminde, Atatürk'ün İstanbul ziyaretlerinde ikametgâh olarak kullanılan sarayda en önemli olay 1938'de Atatürk'ün ölümüdür. Halkın ziyaretine açık tutulan Atatürk'ün naşı buradan Ankara'ya gönderilmişti. Halen saraydaki saatler bu büyük Türk'ün anısına ölüm saatinde durdurulmuştur. Dolmabahçe sayarı haftanın belirli günlerinde ziyarete açık olup, görülmesi şart olan İstanbul hazinelerinden bir diğeridir.

Osmanlı saraylarının en büyüğü ve en güzellerinden inşâsına sultan Abdülmecîd Han tarafından 1848'de başlanan saray, 1856'da tamamlandı. İstanbul'da denizin doldurulması ile elde edilen ve Dolmabahçe denilen yerde yapıldı. İnşâ edildiği yerde eskiden pek çok kasr, köşk ve saray vardı. Koy doldurulmadan önce, Kânûnî Sultan Süleymân Han devrinde kuzeybatı yamaçlarına inşâ edilen Kasr-ı cihânnümâ, Sâreben denilen Bayıldım kasrı, sultan üçüncü Selim Han'ın inşâ ettirdiği bir köşk vardı. Koy doldurulduktan sonra, sultan birinci Ahmed Han'ın av köşkü şeklinde küçük sarayı, sultan dördüncü Mehmed Han ile sultan üçüncü Ahmed Han'ın sarayları yapıldı. Eski köşk kaldırılarak yerine sultan birinci Abdülhamîd Han, kayıkhânelerle birlikte İran üslûbunda ve çinilerle süslü yeni bir saray yaptırdı. Burada daha önceden yaptırılan Beşiktaş sahil sarayı yıktırılıp, yerine Dolmabahçe sarayı inşâ edilmiştir. Dolmabahçe sarayının mîmârı, o devrin meşhur mimarlarından ermeni Gabert Amira Balyan ve oğlu Nikogos Balyan'dır.

Büyük bir orta ve iki kanat şeklinde uzanan yapıdan müteşekkil olan Dolmabahçe sarayı, 64120 metrekarelik bir sahada yapılmıştır. Sarayın kapladığı sahada; ana yapı, câmi, tiyatro, istabl-ı âmire, serasker dâiresi ile hazîne-i hassa ve mefruşat dâireleri vardır. Bunların hemen arkasından ise; kuşluk, camlı köşk, gedikli câriyeler ve kızlarağası dâireleri, hareket köşkleri, Hereke dokumahânesi, baltacılar, agavât, bendegâh ve musâhibân dâireleri ile sarayda bulunan hizmet görenlerin hepsini doyuracak büyüklükte matbah-ı âmire (mutfak) yer almıştır. Saray müştemilâtında bulunan saat kulesi sonradan İkinci Abdülhamîd Han zamanında yapılmıştır.

Sarayın ana yapısında; mâbeyn-i hümâyûn yâni selâmlık, muâyede salonu, harem-i hümâyûn ve velîahd dâireleri vardır. Bu kısımda şekil, süsleme ve inşâ bakımından batı mîmârisinin etkisi görülürse de bir Türk evinin yapı tarzı geniş ölçülerde uygulanmıştır. Saray, bodrumu ile birlikte üç katlıdır. Kırk altı salonu ve iki yüz seksen beş odası vardır. Dış duvarları, Marmara adasından çıkarılan beyaz mermerlerden, iç duvarları ise tuğladan yapılmıştır. Döşemeleri ise ahşaptır.

Sarayın asıl girişi saat kulesi tarafındaki kapıdır. Bundan başka bir kısmı denize açılan on kapısı daha vardır. Kapılardan bâzılarının yapımında fevkalâde bir demir işçiliği icra edilmiştir.

Sarayın iç kısımlarında su mermeri ile somaki kullanılmıştır. En muhteşem ve en büyük bölümü muâyede salonudur. Dünyânın ünlü salonlarından sayılır ve 1800 metrekaredir. Yan ilaveleriyle 2250 metrekareyi bulmaktadır. Salonun 56 sütun üzerine oturtulan kubbesi, 36 m. yüksekliktedir. Sarayın döşemesinde, dünyânın en büyük taban halılarından bir kaçı ve 36 billur avize bulunmaktadır.

Bulunduğu mevkinin coğrafî güzelliği, mîmârî görünüşü ve iç ve dış dekorasyon zenginliği ile muhteşem olan Dolmabahçe sarayı, pek çok târihî hâdiselere sahne olmuştur. Osmanlı sultanlarından altı pâdişâh bu sarayda oturmuştur.
SON DAKİKA